- Mar, 04, 2015
- Spor
- Nurullah Öztürk
Bu ayın başında toplum polisinin Gezi Parkı’ndaki protestoculara müdahale ettiği haberi yayıldığında, Türkiye’nin önde gelen futbol kulüpleri Beşiktaş,Galatasaray ve Fenerbahçe’nin taraftarları sahadaki rekabeti bir kenara bırakıp tek vücut olarak gösterilere destek verdi.
Bu hareket, spor kulüplerinin Türkiye’nin yanı sıra Sırbistan’da da görülen bir eğilim olarak toplumsal ve siyasi meseleler etrafında seferber olmadaki rolünü öne çıkardı.
Eski futbolcu ve günümüz spor yazarı Nurullah ÖztürkSES Türkiye‘ye verdiği demeçte, başta Beşiktaş “Çarşı” olmak üzere futbol taraftar gruplarının, toplumsal ve siyasi gelişmelere uzun zamandır hassasiyet gösterdiğini söyledi.
Öztürk, “Gezi Parkı olayları etrafında yaşanan son protesto hareketleri, futbolcuların ve destek ekibi üyelerinin bazı ortak toplumsal sorunları takım renklerinin ötesinde [destekleyebileceğini] bir kez daha ortaya koymuştur.” dedi.
Öztürk, futbol kulüplerinin toplu protestolar ve sosyal sorumluluk kampanyalarıyla taraftarların enerjisini sporun ötesine kanalize edebileceğini de ekledi.
“Çarşı Her Şeye Karşı” sloganıyla, Beşiktaşlı taraftarlar nükleer enerji, küresel ısınma, ırkçılık, savaş, yoksulluk ve çevrenin bozulmasına karşı protestolar düzenledi. Grup, Türk Kızılayı’na ve 2011 Van depremi mağdurlarına destek kampanyaları da organize etti.
40’lı yaşlarda bir tüccar olan Fazlı Bolugur, on yıllardır siyah beyaz çizgili çarşı formasını giyiyor.
SES Türkiye‘ye konuşan Bolugur şunları söyledi: “En önemli özelliğimiz, sadece Gezi Parkı protesto hareketi değil, başka sosyal sorumluluk aktiviteleri de dahil olmak üzere her türlü toplumsal aktiviteye katılmış olmamız. Çarşı bir ‘ruhtur’ ve hepimiz herkes için eşitlik isteyen kardeşleriz. Takımlar arasında rekabet olsa da, ortak bi dava söz konusu olduğunda kardeşlik bakidir.”
Galatasaray’ın UltrAslan ve Fenerbahçe’nin GFB gibi diğer taraftar grupları da üyelerini bağışta bulunmaya teşvik ederek Anadolu’daki yoksul köylere yardım etme ve kamuoyunu kanser konusunda bilinçlendirme konusunda organize ettiler.
Bolugur, “Bir destek ekibi tarafından İstanbul’da duyurulan bir kampanya, çok kısa bir sürede Türkiye’nin en ücra köyüne ulaşabilir.” dedi.
Bazı sporcu ve kulüplerin 1990’lardaki Yugoslav ihtilaflarında savaşmış ülkeler arasında hoşgörü ve uzlaşma çağrısında bulunduğu Sırbistan’da da benzer bir durum söz konusu.
Kızılyıldız ve Partizan gibi takımlar arasındaki rekabet sahada son derece sert olsa da, bu durum takımların oyuncularının gençlerin hoşgörü hakkında ve aşırıcılık ve şovenizm hataları hakkında eğitimine yardım etmekten alı koymuyor.
Sırbistan Gençlik ve Spor Bakanlığı bu tür girişimleri, Sırp spor dünyasının efsanelerinin ülkedeki okulları gezerek öğrencilerle fair play ve hoşgörü hakkında konuştuğu “Fair play zaferdir” sloganı altında destekliyor.
Gençlik ve Spor Bakanı Dragan Antanasov konuyla ilgili olarak SES Türkiye‘ye yaptığı açıklamada, “Bu kampanyadan harika sonuçlar elde edildi ve bunu kanıtı da 1997 doğumlu Kızılyıldız erkek hentbol oyuncularının rakip Partizan takımında sakatlanan bir hentbolcunun ameliyatı için para toplama kararı almasıdır.” dedi.
Antanasov, bu jestin gençlere “mücadelenin şövalyelik ruhu içinde ve sadece sahada verilmesi, dışında verilmemesi gerektiğini” gösterdiğini söyledi.
“Fair pay zaferdir” projesi kapsamında, Partizanlı futbolcu Lazar Markoviç ve rakip Kızılyıldızlı Darko Lazoviç, Sırbistan’ın en büyük ilkokullarından birinde hoşgörü hakkında ortak tartışma toplantıları düzenledi.
Antanasov, sporcuların antrenman sırasında diğer oyunculara karşı saygı geliştirmesi nedeniyle sporcuların fair play’in önemiyle ilgili bilincinin doğal olduğunu ileri sürdü.
Bakan, “Aynı şartlar altında, aynı kurallarla, aynı sorunlarla mücadele ediyorlar.” dedi.
Sırp milli takımına bir çok uluslararası madalya kazandırmış bir Sırp voleybolcusu olan Zeljko Tanaskoviç, sporcu olmanın sosyal sorumluluk gerektirdiğini söyledi.
Şimdi Okul Sporları Federasyonu başkanı olarak görev yapan Tanaskoviç, SES Türkiye‘ye “Sporcular, harika sonuçlar elde ederek, başta gençler olmak üzere çok sayıda insanın idolü haline geliyor.” şeklinde konuştu.
Tanaskoviç şöyle devam etti: “Sporcuların misyonu çok önemli. Bizler gençlere, haysiyetli olmaları ve kazansa da kaybetse de fair play ve hoşgörüden uzaklaşmaması gerektiğini gösteriyoruz. Gençler de bu fikri görüp alıyor.”(setimes)