- Mar, 01, 2016
- Spor
- Nurullah Öztürk
Maç öncesi varyasyonlarıyla başlarsak; Beşiktaş’ın kazandığı zaman çok şey, kaybettiğinde de yoluna devam edeceği, Fenerbahçe’nin kaybettiğinde çok şey kaybedeceği fakat kaybetmemek için her yolu deneyeceği bir Kadıköy muharebesi Cüneyt Çakır’ın düdüğü ile başladığında, bir an bu statta son on beş yılda tanık olduğum bütün maçlara hakemin mührünü vurduğu aklıma takılıverdi.
Dışarıda yönettiği maçlarda maçın önüne geçmeyen Cüneyt Çakır, içeride ne hikmetse yönettiği tüm önemli maçlarda maçın yıldızı (!) olmayı başarıyordu.
Maç öncesi kazanmaya daha çok ihtiyacı olduğu ve evinde ne olursa olsun zor maç kaybettiği için bazı otoritelerin favorisi Fenerbahçe’ydi, bana göreyse favorisi olmayan bir maçtı. 2. dakikada hakemin uydurduğu faulle gelen şok gol Fenerbahçe’nin moral motivasyonunu artırmakla kalmadı, stresini de aldı. Cüneyt Çakır’ın hediye faulü sonrası, Arsenal-Barcelona maçında Mesut Özil’in tepkisinin haklılığını düşünen çok kişi olduğundan yüzde yüz emindim.
FB golün moraliyle oyunu Beşiktaş yarı sahasına yıktı ve özellikle ilk yarıda Beşiktaş’ı resmen sahadan sildi.
25. dakikada Q7’nin yayın üzerinden topu dışarı attığı dakikadan sonra Beşiktaş, oyunda denge kurmaya çalışsa da Fenerbahçe sanki Beşiktaş olmuş gibi adeta rakibinin oyun stili ile oynuyordu, bu da Beşiktaş’ın ataklarının başlamadan bitmesine sebep oldu. Beşiktaş’ın etkili orta saha ve forvet hattını hiç bu kadar dağınık ve kendini bilmez bir halde görmemiştik. Onlar sahne almayınca FB oyunu istediği şekle sokmakta zorlanmadı. Mehmet Topal yerinde müdahaleleri ile maçın görünmez kahramanı olurken, hakemlerin dokunulmazlık apoleti taktığı Caner, önceki maçlarda olduğu gibi bu maçta da Çakır’ın prensi gibiydi.
Hakem ne kadar kötüyse FB o kadar iyiydi. Hatta sezonun en iyi futbolunu oynadı. Beşiktaş kendi ortalamasının çok altında bir oyun oynayarak kazanmayı gerektirecek hiçbir eylemde bulunamadı. Beşiktaş, sadece maçı değil büyük bir avantajı kaybetti. Fenerbahçe kritik bir maçı kazanarak çok şey kazandı ve lig yarışı adeta yeniden kızıştı.
Bu maçta hakem konuşulmasın, sadece futbol konuşulsun isterdim. Lakin öyle kritik dokunuşlarda bulundu ki, alışkanlığını yine yenemedi.
Cüneyt Çakır’ın ne büyük bir eyyamcı olduğunu biliyorsunuz, hatırlamanız için 58. dakikada Sosa’ya yapılan faulü önce görmezden gelmesini, 2. dakikada gol öncesi FB’li futbolcunun kendini yere atmasında hiç tereddüt etmemesini iyi izleyin. Fenerbahçe kazanmayı çok istedi ve bunu eyleme dönüştürerek adeta ligi yeniden başlattı.
Bundan sonra artık her şey mümkün…