- Nis, 25, 2016
- Ekonomi
- Nurullah Öztürk
Dünyanın en eski ve köklü işi ticaret ve perakendedir. Konuyu ‘Dünyayı yöneten güç; ‘Ticaret ve Perakende’ isimli kitapta etraflıca anlatmaya çalışmıştım. Kitapta konunun uzmanlarının çoğunun dahi bilmediği; ticaret ve perakende tarihinin bu topraklarda başladığını da kaynaklarıyla izhar etmiştik. Bereketli topraklar sadece bu konuda değil, bir çok konuda bir çok alanın analığını yapmasına rağmen, ilerleyen zaman içersinde ilaç için bile bir tane dahi ‘Dünya Markası’ çıkartmayı başaramamıştır.
Kuruluşların işlerini iyi yapmaları yeterli değil. Sosyal sorumlulukların bilincinde olmak her geçen gün daha çok önem kazanıyor. İnsanlarını kendi ülkesinde doyurmayı başaramamış ülkelerin tamamı başaranların tüketim pazarı olmaktan öteye geçemezler.
Türkiye zamanında atması gereken adımları ve ileriye dönük hamleleri gerçekleştiremediği için yerli üretici ve müteşebbislerini boğazlayarak, pazarı elleriyle yabancılara teslim etmektedir.
Gerçeklerin manipüle edildiği ve insanlarının zihni algılarla oyalandığı hiçbir ülkenin Dünya ticareti ve perakendesinde yeri yurdu olmaz.
Türkiye’nin ekonomi siyaset ve ticaretinde derin, kalıcı hasarlar bırakacak bir kriz yaşanıyor. Krizin süresinin uzaması beraberinde şirket ölümlerini artıracaktır. Ne kadar gizlenmeye çalışılsa da gazetelerin ekonomi sayfaları şirketlerin ölüm ilanları ile dolu.
ALiBABA.COM WALMART’I GEÇTİ
Dünyada perakende sektöründeki trendler ve işletmecilik anlayışını özetlersek;
Gelişmiş ülkelerde konsolidasyonlar ve birleşmeler hala revaçta.
Küçük perakendecilere yaşam fırsatı veren satın alma birlikteliklerinin temeli Avrupa’da 1989 yılında atılmıştı, şu an AB’nin en büyük satın alma organizasyonu. Elektronik sektöründeki bayiler ve küçük satıcılar için euronics adı altında kurulan platform küçük şirketlere büyüklerle aynı şartlarda ürün temin etme fırsatı oluşturdu.
En önemli sermaye deneyimli insandır
Carrefour CEO’su Georges Plassat ‘’Batılı perakendeciler şunu bilmeli, artık emperyalizm sona erdi.’’ derken bunu sadece emperyalist devletler açısından değil şirketler açısından da söyledi. Emperyalist gücün kırılması ve ona karşı konulması , ülke insanının ve şirketlerinin bir ve beraber olması ile mümkün olan bir realitedir.
Günümüz dünyasında siyaset ve ticarette gerçek lider ve yönetici sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir. Mevcutların yanına yenileri yetiştirilmeli, mevcutlardan da istifade edilmelidir. Ne devlette ne özel sektörde bürokrasi büyütülmemelidir. Ülke ve şirket mensuplarına inisiyatif almalarını sağlayacak eğitim verilmeli ve ortam sağlanmalıdır. Yetenekli kişileri çekmeyi ve elde tutmayı başarmak her şirketin önceliği olmalıdır. Her zaman ve özellikle de kriz zamanlarında en önemli sermaye bilgi ve deneyimli insandır.
Geleceği e-ticaret belirleyecek
Geleceği enerji, mobil teknolojiler ve lojistik şekillendirecektir. Dijital teknoloji sayesinde home office çalışan sayısı da internetten alışveriş yapanların oranı da artacaktır. Perakende dünyası amazon alibaba gibi e- ticaret organizasyonlarını iyi izlemelidir.
Dünyanın en büyük perakende devi Wal-Mart’ın 482 milyar dolarlık cirosuna karşılık 489 milyar dolar ciro yapan Alibaba com, artık dünyanın en büyük perakendecisi konumunda. Geleneksel perakendeciler perakendeyi e-ticaret ile harmanlamak zorunda. Müşteri her zamankinden çok daha önemli. Müşteri sadakatinin yerini müşteri menfaati almıştır.
Dünyada kullanılan akıllı telefonlardan yarısından fazlasını 25 yaş kuşağı kullanıyor. Bu kuşağın en belirgin özelliği; sabırsız, ilgi düzeyi düşük, dayanıksız,başkalarıyla yüz yüze iletişim kurmak için çabaları yok, eğlenceye düşkün, çalışmaya küskün, ve nihilist.
Perakendenin geleceğinde, mobil teknolojiler ile haşır neşir, kendileri için özgün bulduklarını tüketmek isteyen genç kuşak söz sahibi olacaktır.
10 tüketiciden 8’i herhangi bir şey satın almadan önce internette araştırma yapıyor ve yüzde 30’dan fazlası internetten alışveriş yapıyor. Gelecekte çok kanallı alışveriş modelleri daha çok revaçta olacaktır. Devletin kayıt dışı ile mücadelede bir model ve önlem olarak düşündüğü organize perakende bizatihi kayıt dışının merkez üssü olabilir.
İflas eden her perakendeci ve dağıtım şirketinin piyasaya ortalama 150 milyon borç bırakarak göç etmesi tehlikenin boyutunu anlamak açısından yeter olacaktır sanırım.