- Eki, 08, 2013
- Kitap ve Yayinlar, Spor
- Nurullah Öztürk
Kupalardan uzun süre ayrı kalmanın hasretiyle, Avrupa Şampiyonası’nı iple çektik. Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız daralan ve kurşun gibi ağırlaşan gündemin bunaltıcı havasını, milli takımımızın zaferleri ile biraz olsun serinletmek ve sevinmek isterken, dertlerimize bir dert daha eklendi. Hem de ne dert.
Her türlü imkânı ayaklarının altına serdiğimiz; para, şan, şöhret, saygı ve sevgilerimizi sunduğumuz gözbebeğimiz milli takımdan bir tek isteğimiz vardı. Bu sevgiye layık olacak sonuçlar almaları.
Cumartesi akşamı göğsümüz kabarmak şöyle dursun, yerin dibine girsek, utancımızı saklayamazdık.
Fatih Terim’in “ben yaptım oldu” “ders almam veririm” anlayışı, koca bir ulusu dünyaya rezil rüsva etti.
Sayın hocam, bu tamamen senin eserindir. Eserinle ister övün, ister dövün. Dünya basını, ülkemizle dalgasını geçerken seni de unutmadı. Haberin olsun.
Ne istediniz de yerine gelmedi. Başarmak için hangi imkânlardan yoksun kaldınız?
Ülke içi ve dışında oynayan binlerce futbolcu içerisinden nerede çürük çarık varsa hep onları seçtiniz. Rakibine tekme atarken kendini sakatlayan mı dersin, oyuna girer girmez, rakibini salıveren mi dersin. Allah aşkına söyler misin? Gönlün rahat mı?
Ortada bir aymazlık, aylaklık ve ayyaşlık var. Lütfen, kendinize gelin ve bu cenazeyi çabucak kaldırın ortadan.
Seni tanımasak ve bilmesek, “bu işte bir kasıt var” diyesi geliyor insanın içinden.
O halde hiçbir mazeretin arkasına sığınmadan, futbolcularınla, teknik heyetinle, kafa kafaya verip, itibarınızı ve itibarımızı iade ediniz.
Portekiz karşısında ortaya koyduğunuz oyun turnuvanın en kötü, en berbat, en kimliksiz, karaktersiz ve kişiliksiz oyunu olarak tarihteki yerini çoktan aldı.
Şunu da unutmayın; imparatorluk çoktan çöktü. Ben bilirim anlayışı da.
Şunu gördük ki, ya yanlış biliyorsun ya da bildiğin yanıldığına yetmiyor.
Lütfen fantezilerinizden vazgeçin, son sözüm Portekiz maçında rakipleri tarafından alaya alınan sahte yıldızlara; ya çıkar ruhunuzu, kimliğinizi ortaya koyup itibarınızı teslim alırsınız ya da akıllarda, hafızalarda “yıldız görüntülü cüceler’ olarak yerinizi alırsınız.
Milli takım hiç kimsenin babasının malı değildir. Ve hiç kimse canının istediği gibi davranma özgürlüğüne sahip değildir. Bugüne kadar böyle davranıldı. Federasyonun da devreye girerek bu gidişatı düzeltmek için inisiyatif almasının zamanı gelip geçmektedir.
Milyarlarca lira para verilen danışmanlar heyeti, ne zaman ve nerede devreye girer. Şimdi değilse ne zaman.. ?
Vakit çok kısa, zaman akıyor, öyle bir maça çıkıyoruz ki, turnuvanın kalan kısmını ya evden seyredeceğiz. Ya da bu heyecana ortak olmaya devam edeceğiz.
Biz size inanmıştık. Sizden bu kadar pasifliği, korkaklığı ve karaktersiz bir oyun oynayacağınızı hiç mi hiç beklemiyorduk.
Şimdi ulusun % 95’i Fatih Terim ve ekibinden umudunu kesmiş durumda.
Nasıl ki Portekiz maçında bizi kırıp kızdırdığınız gibi, kalan maçlarınızı kazanarak kaybolan ümitleri ve kırılan kalpleri onarınız ve sizi sevenlerle barışınız….