Beşiktaş bu yıl şu âna kadar Samet Aybaba yönetiminde hiçbir derbi kazanamadı. Kaybettiklerini de aynı şekilde kaybetti.
Rakiplerine karşı katı defans ve ürkek bir anlayışla takımlarını sahaya dizen tüm teknik adamlar istisnalar dışında sahadan hep boynu bükük ayrıldılar.
Geçen hafta Kasımpaşa da Orduspor da aynı anlayışın kurbanı oldular. İstanbul takımlarına karşı (FB-GS) deplasman takımlarının katı defans anlayışının işe yaradığı görülürse hakemler devreye girerek bu dirence nokta koyup, bir şeyler bulup buluşturarak insanları günaha sokmayı başarıyorlar.
Bu sene Beşiktaş’ın oynadığı tüm derbi maçlarında Samet Aybaba’nın sahaya sürdüğü takım da taktik anlayış da hocanın alışkın, Beşiktaş’ın bilmediği bir anlayıştı. Bu anlayışın Beşiktaş’a uymadığı saha sonuçları ile de belgelendi.
Beşiktaş bu hafta, bundan sonraki maçlarını hangi amaçla oynayacağı bir maça çıkıyor. Kaybetmesinin de kazanmasının da ne anlama geldiğini herkes iyi biliyor. Sayın Aybaba herkesten daha iyi düşünmek ve ona göre bir strateji bulmak ve uygulamak zorunda. Çünkü bu maç aynı zamanda kendisinin Beşiktaş’ın başındaki kalış süresini de belirleyici olabilir…
Bu haftasonu oynanacak olan sadece bir doksan dakika değil. Taraftar bunun önemi ve bilinci ile satışa çıkan tüm biletleri tabiri caizse tarumar etti.
Kazanmak için mevcudun üstüne çıkmak, daha agresif, hırslı ve arzulu bir doksan dakika yaşamak ve yaşatmak şart…
Samet hoca ve ekibi bugüne kadar denediklerinden farklı ve sonuç odaklı bir yol denemeli ki, koca bir sezon feda derken heba olmasın…
Üniversitenin bilime ve ahlaka saygısızlığı
Okan Üniversitesi adından söz ettirmek için üzerine hiç de lazım olmayan bir işe girişmiş…
Türkiye’de şike nedeniyle tutuklanmış ve ceza almış birine ve yönettiği takımı iflas ettirmiş, yalan beyan yüzünden Avrupa kupalarından ihraç edilmesine sebep olmuş başka birine “onur ve başarı” ödülü vermiş…
Televizyondaki yarışma programlarında en basit soruların cevabından bile habersiz üniversite gençliğinin cehaleti şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Hakan Şükür
İlerleyen süreçte pek işe yaramadığı görülecek olan bir girişim başlatıldı. Zararı yok bir de bu denensin bakalım…
Hakan Şükür de bu konu ile ilgili görüş beyan etti diye kin, nefret hakaret ve tezviratta bulunanlar bilmeliler ki; güneşin doğudan doğduğu gibi Hakan Şükür’de bu ülkenin üç beş uluslararası markasından biridir.
Bir gün onun bu ülkeye yaptığı hizmetlerin yarısı kadar hizmet etme şerefine nail olursanız o zaman Hakan Şükür hakkında konuşmaya hak kazanırsınız…
Beşiktaş Şeref Bey Stadı
Yapımı yılan hikâyesine dönen Beşiktaş Stadı ile ilgili proje nihayet ete kemiğe bürününce, yalan ninnilerle uyuyanlar bir anda gözlerini ovuşturup yeni bir fitne ateşi ile stadın ismi üzerinden gündem oluşturma çabası içerisine girdiler.
Beşiktaş, kurucusunun ilke ve felsefesini yaşam biçimi olarak benimsemiş bir müessesedir. En doğru olanı onun ilkeleri felsefesi ve ismini yaşatmaktır.
Kendi çıkarları dışında başka bir şeyi göremeyecek kadar “yaşlı ve yaslı” tüfeklere bunu anlatmak da onların bunu anlamaları da beyhude bir çaba olur.
