- Eki, 08, 2013
- Kitap ve Yayinlar, Spor
- Nurullah Öztürk
Milli takımın nasıl final oynayacağı ile ilgili ilk yazımda işin daha çok yönetim ve kurumsal boyutuna değinmiştim.
Bu kez daha temel, sağlam argümanlarla, finale gidecek engelleri nasıl aşabileceğimize değinmek istiyorum.
1- DENEYİM VE DİNAMİZM; Kısa dönem içerisinde kadroda derin revizyon yapma imkanı yok. Formda deneyimli oyuncular ile gelecek vadeden gençlerin dinamizmini birleştirmeye ihtiyaç var. Çok koşan, akıllı oynayan bir takım oluşturmak gerek.
2- TAKIM ORGANİZASYONU; Başarılı olduğumuz dönemde takımın omurgasını GS oluşturuyordu. Bu dönemde böyle bir takım mevcut değil. Bu nedenle gerçek rekabet şartlarında oynayan lejyonerlerimizin başrolde olacağı bir takım inşası olmazsa olmazlarımız arasındadır.
Farklı takımlardan gelecek olan bu oyuncuları ortak hedef ve takım ruhu etrafında birleştirebilmek için, iyi organize edilmiş kamp programına ihtiyaç vardır. Topluluk değil ‘Takım’ olmak gerekir.
3- SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ; Her bölgede önemli arızalar mevcuttur. En arızalı alan defanstadır. Servet, Emre üzerine kurulan bir defans anlayışı intihar etmek demektir.
Şu bir gerçek ki, başarılı olan takımların tamamına yakını orta sahası güçlü takımlardır. Maçı çeviren orta sahadır. Oyunu çift yönlü oynayabilen, ya da diğerlerinin açığını kapatacak bir orta saha inşa etmek zorunluluktur. Bu takımın forvet hattında oynayabilecek oyuncu sayısı oldukça sınırlıdır. Tıpkı kaleci gibi. En uygun adaylar Halil ve Gökhan’dır. Her türlü eksikliklerinin giderilmesine katkı yapmak lazımdır.
4- ÖN YARGILARIN YIKILMASI; Herkesin her türlü önyargıdan uzak durması gerekmektedir. Einstein’ın ‘bir önyargıyı yıkmak, atomu parçalamaktan daha zordur’ sözüne rağmen başta medya olmak üzere herkesin her türlü önyargısını bir kenara bırakması zorunludur. Bu ülkenin elindeki mevcut malzemeyi en iyi şekilde kullanma zorluğu ve zorunluluğu vardır. Ülkenin en iyi üç uluslar arası teknik adamından en önde olanı Fatih Terim’dir. Bu konuyu tartışmaya açmak kadar abes bir şey yoktur.
Fatih hocanın da Mehmet Topuz’dan sağ bek, Sabri’den sol bek, Yıldıray Baştürk’ü dışlamak gibi bir fantezi ve lüksü olamaz.
Turnuvaya katılan dört beş takımı bir kenara koyarsak, diğerlerinin final oynama şansları birbirine yakın. Milli takım da iyi bir kura çekti. Bu gruptan zorlanmadan çıkması gerekmektedir.
Milli takımda yapılması gerekenleri Abdullah Gegiç madde madde sıraladı. İlgililerin bir kez daha dikkatine sunmakta fayda görüyorum.
“Takım kompozisyonu değişmeli: hızlı koşan ve çabuk düşünen oyuncu tipi tercih edilmeli.
Üretken saldırganlık: Tüm ikili mücadeleleri faulsüz kazanmak.
Müsabaka tekniği: dar alanda ve rakibin presi altında tüm teknik hareketleri başarılı bir şekilde uygulamak.
Oyun yönlendirme zekâsı.
Kadroya en az iki mevkide oynayabilen oyuncular barındırmak.
Yüksek ruhsal stabilite.”
Son söylemek istediğim de şudur; insanlar yarattıkları ekonomik değere göre gelir elde ederler. Milli takımın finallere katılması kadar normal bir durum olamaz. Anormallik katılamaması idi. Fakat en gelişmiş ülkelerin şampiyonluk halinde dağıttığı paranın daha fazlasının prim olarak dağıtılması kamu vicdanını rahatsız etmiştir. Unutmayın ki bu ülkede asgari ücret 419. 15 ytl’dir.