- Eki, 08, 2013
- Kitap ve Yayinlar, Spor
- Nurullah Öztürk
Bu hafta sonunu Avrupa’nın moda başkenti olduğu kadar sporun da başkenti sayılabilecek Milano’da geçirdik.
Milano Avrupa şehirleri içerisinde iki takımıyla birlikte Avrupa Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Kupalarını defalarca kazanan tek şehir olma özelliğini de taşıyor aynı zamanda…
Bu özelliği ile de ilginç…
Milano’da gittiğimiz her yerde Türk olduğumuzu öğrenen ve futbola ilgi duyan herkes Fatih Terim’den bahsediyor. Hatta “Tekrar İtalya’ya döneceği konuşuluyor, doğru mu” diye soranlar bile oldu.
Malum, futbol sevgisi ve ilgisi gittiğimiz her yerde bizi sarıp sarmaladığı için Milano’da da bu sevgi ve ilgi ile dolaştık.
Hafta sonu İtalya Seri A’da oynanan maçların tamamına yakınını canlı olarak izleme fırsatım oldu.
Maçlar büyük küçük takım diye tasnif edilmeksizin çoğu aynı saatte oynanıyor ve yayın hakkını elinde bulunduran kuruluş aynı saatte oynanan tüm maçları dönüşümlü olarak yayınlıyor. Akşam yayınladığı maçlarda da dönüşüm uygulaması var.
Maçlar bittikten sonra devreye giren yorum, analiz programlarında da büyük küçük ayrımı yapılmadan pozisyon analizleri ve hakem yorumları çok kısa bir şekilde yer alıyor. Demem o ki, Türkiye’deki spor programlarının eşi benzeri yok…
Milan da Inter’de finansal fairplay çerçevesinde denk muhasebe sistemine uygunluk sağlamak için Cost Cutting’e gitmişler. Her ne kadar Berlusconi seçimlerde daha fazla oy uğruna bu kuralı ihlal edip Balotelli gibi yüksek maliyetli transferlere tekrar yönelse de, kriz etkisiyle birkaç yıl bu kurala uygunluk uğraşısı verecekleri kesin, çünkü UEFA’nın futbol ekonomisinin çökmesini engellemek için katı yaptırımları olacağından bahsediliyor.
2010 yılında Mourinho yönetiminde tüm kupaları toplayan Inter’de de işler iyi gitmiyor. Nitekim son maçta San Siro’da Bologna’ya 1-0 yenildiler.
Son on beş yılda transferde 370 milyon avro civarında açık veren Inter elindeki yüksek maliyetli oyuncuların yükünden kurtulmak için her yolu deniyor. Sneijder de bunlardan biri…
Beş yıllık kontratı ve ortalama yıllık altı milyon avro maliyeti bulunan Sneijder’den fedakârlıkta bulunması istenmiş, oyuncu bu teklifi geri çevirince de son üç aydır kadroya alınmayıp satışa konulmuştu.
Inter iyi bir satış stratejisi izleyerek Sneijder’i GS’a sattı. Bu oyuncunun GS’a total maliyeti 30 milyon avro civarında…
İtalya’nın bir başka önemli kulübü Juventus’un yeniden yapılanma modelini daha önceki yazılarımda özetlemiştim.
Juventus şike skandalı sonrası finansal ve kurumsal yapılanmasını erken tamamlayan kulüp olarak tekrar eski günlerindeki gücüne doğru ilerliyor.
Şu anda İtalya liginin açık ara lideri ve sezon sonunu da bu şekilde tamamlayacağı düşünülüyor.
İtalya liginde bir başka dikkat çeken husus da, en baştan en sondaki takıma kadar hiçbir takım oyunu çirkinleştirip çekilmez hâle getirmiyor. Herkes kazanmaya oynuyor.
Bir diğer gözlem de, Türkiye’deki gibi manyaklık derecesinde bir twitter ve sosyal medya salgını görülmüyor.
Yine krizde ve zorda olduğu yazılan İtalya ekonomisinde en azından bu durumun alış verişe yansımadığını söyleyebiliriz. Asya ülkeleri başta olmak üzere dört bir yandan gelen turistler restoran ve mağazaları hıncahınç doldurmuş durumda.
İtalyanlar orada bulunduğunuz her gün için kişi başı 4,5 avro alıyorlar. Son bir not: yolunuz İtalya’ya düşerse hemen her köşedeki hırsızlara karşı dikkatli olun… Bu, kaldığınız otel bile olabilir…