- Eki, 08, 2013
- Kitap ve Yayinlar, Spor
- Nurullah Öztürk
Türkiye son dönemde başta halter, atletizm, güreş olmak üzere peş peşe doping skandalları ile çalkalanıyor.
Türk medyası konuyu basit bir haber gibi ele aldı.
Uluslararası medya hazırladıkları dosya haberlerde doping networkunun merkezi en çok doping yapılan yer olarak Türkiye’yi gösterdi. Medya bu haberleri de görmezden geldi.
Türkiye’yi temsilen Londra Olimpiyatları’nda yarışan sporcuların çoğunda doping tesbit edilmesi, madalya sahibi sporcularda da doping çıkması görmemiz gereken başka bir gerçeğe ışık tuttu.
Türkiye bütün imkân ve fırsatlarına rağmen sporda tarihinin en önemli başarısızlığı ve skandallarını bu dönem yaşamıştır.
Bütün bu konularda plan- proje- strateji- sonuç üretmesi gereken Spor Bakanlığı ise hiçbir dönemde bu dönemdeki kadar formalite bir bakanlık olmamıştı.
Gönül isterdi ki bakan ve adamlarını, Twitter’da, şike avukatlığında, mitinglerde, spor federasyonlarına seçileceklerin belirlenmesinde, metroda, ihalelerde görmek ve hatırlamak yerine başarılarını konuşuyor olsaydık…
Türkiye’de doping her alanda bir yaşam biçimidir.
Evvelini ve bugününü, kabiliyet ve kapasitesini bildiğim birçok insanın aile ve çocuklarının son yıllarda değişen ve gelişen yaşam standartları, zenginliği devlet ve iktidar dopingidir.
Medyada tirajların çoğu yalandır. Haber ve yorumların büyük bir kısmı sahibinin ‘gör ve görme’ dediği içeriklerden ibarettir.
İstanbul takımları Anadolu takımları karşısında her zaman dopinglidir.
İş dünyasının çoğu devlet ve iktidarların himayesi ve ayrıcalığı ile hormonlu ve dopingle büyümüşlerdir.
Devletten aldıkları maaş ile Sancaktepe’de orta halli bir daire alabilecek bürokratların Boğaz’da yalıda, statta locada uçakta first class yaşamları da buna verilebilecek en güzel örnektir.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Moralimizi bozmamak için en iyisi burada kesmek fakat bu konuları derinlikli düşünmeyi denediğimizde olan bitenin ‘Gayretullah’a dokunduğunu görmeden söylemeden edemiyorsunuz…
Her şeyi dopingli olan bir memleketin sporcusunun da dopingli olmasından daha doğal ne olabilir.
Belki de bu yüzden olsa gerek, toplumda artık her türlü skandal normal görülmeye başlandı…
MİLLİ TAKIM NE OLACAK?
Milli Takım’ın FIFA sıralamasında 58. sırada olması hiç kimseyi ilgilendirmiyor. Böyle olunca doğal olarak millet de Milli Takım ile ilgilenmiyor.
Son zamanlarda Milli Takım’ın maçlarına sponsor seyirciler bile gitmiyor, zaten böyle giderse sponsorlar ya bırakır ya da ücretlerde indirime gider. Bizim esas merak ettiğimiz ise bu federasyon ve Abdullah Avcı ne zaman ve nasıl gider…
BEŞİKTAŞ’TA FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİĞİ
En zor dönemlerinden birinde çok güçlü bir yönetim ve kurullarına ihtiyaç varken belki de tarihin en kırılgan yönetimi işbaşında.
Sağımıza solumuz baktığımızda A. Nur Çebi dışında kimseyi göremiyoruz. O da her tarafa koşturmaktan yorgun durumda.
Beşiktaş’ta birikmiş o kadar sorun var ki; öncelikle ezeli rakiplerine göre kadro derinliği sağlanamadı.
Portekizliler sezon içinde daha çok sorun olacaklarının sinyallerini vermeye devam ediyor. Umarım Beşiktaş bu oyunculardan para ve verim kazanır.
Stat, sponsorluklar, taraftarlar, ödemeler hâsılı hemen hemen her şey yerli yerinde sorunlar olarak büyümeye devam ediyor…
Allah Fikret Orman ve ekibinin yardımcısı olsun.
Taraftarlara da; sabır, sükûnet ve sağlık dilerim…