Bir güzel insan: Mehmet Özhaseki

Bazı özel insanlar vardır, insanlar içerisinde numune gibidirler, eylem ve söylemleri ile nevi-şahsına münhasırdır. Onları tanımasanız da, onlar sizi tanımasa da sever, saygı duyarsınız. Daha sonra bazıları ile tanışma, dost olma fırsatı bulursunuz. Bazı insanları da eylemleri ve eserleri ile sever saygı duyarsınız.

Bazen da tersi olur. Tanışmasanız da içiniz ısınmaz bir türlü…

Benim yaşamımda da böyle insanlar var. Hiç tanımadığım, tanışmadığımız halde “gönül galerimde” müstesna yerleri olan insanlar bunlar. Her meslekten, her yaştan….

İşte Mehmet Özhaseki bunların en önemlilerinden birisi.

Daha sonra kendisi ile tanışma, sohbet etme, aynı ortamları paylaşma fırsatlarım oldu.

Duruşu, samimiyeti, insanlığı ve herkese eşit uzaklıkta ve yakınlıkta olması ile bir siyasetçiden daha çok, bir “gönül insanı” ile karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Aklı ve yüreği Erciyes’ten de yüksek.

İcraatları ne kadar görkemli ise, mütevaziliği ve kadirşinaslığı en az o kadar görkemli…

ANADOLU RÖNESANSININ BAŞKENTİ: KAYSERİ

Er ya da geç, bu ülke de geç kalmış ,engellenmiş, gecikmeli de olsa bir Rönesansın ayak sesleri hissediliyor. Bu Rönesans kesinlikle Anadolu’dan başlayacak. Başkenti de Kayseri olacaktır.

Yaklaşık iki yıl önce soğuk bir kış gününde temeli atılan “Atatürk Spor Kompleksi” içerisinde yer alan “Kadir Has Stadı”nın açılış maçı için Kayseri’deydik.

Kapalı spor salonları, olimpik yüzme havuzu, alışveriş merkezi ve sosyal etkinlik alanlarından oluşan bu büyük yatırım büyük düşünmenin, Türk insanına güvenin, iş bilirliğin ve Anadolu rönesansının başlangıç noktasının işareti ve sembolü olarak göz kamaştırıyor.

Rekabetin, yarışmanın “iyilik ve güzellikte yarışmak” olduğunu bilen, gören ve duyanlara bir kez daha hatırlatıyor bu eserler.

Yaşları 30’u bulmayan Türk mimarlar tarafından tasarlanan bu yapı, ses akustiği, rahatlığı ve konforu ve Türkiye’de ilk olması yanında, Başkan’ın bu genç insanlara güvenerek yetki ve sorumluluk vermesi, sorumluluk alması ile de adeta torunları tarafından Mimar Sinan’a ithaf edilmiş bir anıt eser özelliği de taşımaktadır aynı zamanda. Ona layık olma çabası da denebilir buna..

Galatasaray’ın Avrupa şampiyonluğu ne kadar anlamlı ise bu adımlar da o kadar anlamlıdır.

Kayseri’de şehircilik, yatırımcılık, yardımlaşma ve Kadir Has’ın deyimi ile “doğduğu topraklar ile ödeşmenin” destanı yazılıyor.

Örnek almak, öğrenmek iyilikte ve güzellikte yarışmak isteyen varsa buyurun Kayseri’ye…

Bu eserlerle birlikte iş bitti mi? Hayır. Bu stada yakışan sonuçları ve finalleri oynayacak bir takım yapmak. Şehrin ve Başkan’ın en önemli ödevi olarak önlerinde durmakta…

Kolayı ya da zoru hangisi, onu da zaman gösterecek…