- Eki, 08, 2013
- Kitap ve Yayinlar, Spor
- Nurullah Öztürk
Başkan Fikret Orman ile sorunlar ve çözüm önerileri hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere uzun zaman önce yapmayı düşündüğümüz toplantıyı nihayet gerçekleştirdik.
Bir Beşiktaşlı olarak, mevcut finansal durumun nasıl pozitife dönüştürülebileceğine dair finans çevrelerinden tanıdığım ve bildiklerimi başkanla paylaşmak düşüncesi epey zamandan beri gündemimizdeydi.
Güzel günlere doğru
Bugüne kadar duyduğumuz kötü haberlerin yerini kısa süre sonra peş peşe güzel haberler alabilir.
Beşiktaş’ın genel merkezinde hummalı bir çalışma var.
Başkan ve yönetim kurulunun bazı önemli isimlerini, her şeye ve her şarta rağmen, maddi ve manevi olarak çok yoğun ve yorucu bir çalışma ve çabanın içerisinde gördüm.
Gelelim en önemli konuya; Beşiktaş Stat Projesi.
Stat gelirleri açısından rakiplerle bir kıyaslama yapıldığında, Beşiktaş yıllık 15 milyon dolarlık bir stat hâsılatı elde ederken, rakipleri tam 60 milyon dolarlık bir hâsılat toplamakta
Fakat, bu tablo kısa bir süre sonra değişecek.
Beşiktaş’ın yeni stadı tamamlandığında yıllık gelir tam 70 milyon dolara ulaşacak.
Bu projenin hayata geçmesi için başkan ve yönetim kurulunda müthiş bir heyecan ve motivasyon var.
Eski yönetim ve anlayıştan arta kalan profesyonel yönetici ve yönetim kurulu üyeleri ve uzantıları bu heyecan ve motivasyonun çok uzağında.. Onlar bu çaba ve çalışmaları akamete uğratacak her şeyi deniyor, eski güzel günlere dönüş umudu taşıyanlar bile var!.
Başkanla yapacağım görüşmeyi eğip bükerek, saatine kadar işbirlikçilerine bildiren bu adamlara karşı başkan ve yönetim kurulunun çözüm üretmesi şart.
Çalıştığı kurumlarda “Fitne üretim merkezi” gibi hareket eden kişiler, kurumsallaşma çabalarını akamete uğratmak için her şeyi dener. Bu nedenle Kotler, Drucker Peters gibi gurular yolun başında ilk önce onlardan kurtulmayı tavsiye eder.
Beşiktaş dostlarına şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki; sekiz yıllık bir yıkım dönemi sonrası elini taşın altına koyan Fikret Orman ve bazı arkadaşları geceli gündüzlü, yoğun, zorlu bir yolculuğa devam ediyor.
Bu yolculuk yoğun, yorucu olduğu kadar da zevkli , hatta yolun sonunda zafer şarkıları ve ölümsüzlük anıtı ile taçlandırılmak da var.
Bugüne kadar beş ayrı sanal projesini gördüğüm stadın en son ve en gerçek projesini dünya gözüyle gördüm.
Türkiye profili araştırmasında yüzde 44’lük bir oranla rakiplerinin çok önünde en tutkulu taraftar grubu olduğu bir kez daha tescillenen Beşiktaşlılara şunu net olarak belirtebilirim ki, duyduklarınızı ve gördüklerinizi unutun; Türkiye’nin en muhteşem stadı için artık geri sayım başlıyor…
Bu noktada üç hatırlatma yapmak isterim.
Stat yıkılmadan önce Beşiktaş’ın tüm maçlarına gelin ki, hatıranız olsun.
Ve, eski mekânda son defa, dünya yıldızlarını görme fırsatını kaçırmayın.
Sayın Kültür Bakanı başta olmak üzere, Sn. Başbakan, manevi desteğini esirgemeyen Sn. Cumhurbaşkanı ile projeye destek ve onay veren, yapımına katkı yapan herkese ne kadar teşekkür edilse azdır.
Son olarak da, başkanla bazı önemli noktalar hakkında da konuştuk tabii ki.
En merak edileni stat olduğu için bu konuyu paylaşmak istedim. Diğerleri de ikimizin arasında kalsın…