- Eki, 08, 2013
- Kitap ve Yayinlar, Spor
- Nurullah Öztürk
Türk sporunun en temel meseleleri ile ilgili bazı sorular sormak istiyorum.
Şu tesbiti yaparak başlayalım. Türkiye ve Türk ekonomisi ile karşılaştırıldığında, Türk sporunun 2012 yılı ve öncesi için elle tutulur bir başarı öyküsünden söz edilemeyeceği gibi bol sıfırlı, zayıf bir karnemiz olduğu malumunuzdur.
Fakat bundan daha ötesine de sahibiz; bildiğiniz gibi ülkemizde şike diye bir gerçek vardı, hâlâ da var olmaya devam ediyor…
Bu gerçeğin pisliklerinin bir kısmı ortaya saçılmış kamuoyu günlerce bu konularla meşgul olmuştu. Bizler de bataklığın kurutulacağına inanır olmuştuk…
Ne oldu?
Türkiye’de şike bitti, şikeciler gitti mi?
Sporda “zekâ, ahlak ve çeviklik” ilkeleri iptal mi oldu? Kendi kulübünü iflas ettirip kaçan kişi ve kişiler Türk futbolunun tepesine nasıl ve niçin geldi?
Yine bu kişilerin keyfe keder yaptıkları harcamalarla ilgili nasıl bir yaptırım uygulandı?
Hiç kimsenin aday olmadığı 2020 UEFA Şampiyonası ülkemize verilmedi.
Şike gerçeğinin UEFA’daki dosyasının kapatılması için ciddi bir çaba ve hatırı sayılır bir finansal kaynak harcandığı çok konuşuldu.
Şike dosyasını kapatmak için mi 2020 Avrupa Şampiyonası’nı almak için mi daha çok çaba gösterdik? Tanıtım vb. harcamaları için küçük bir servet harcayarak tek aday olarak girdiğimiz bir organizasyonu alamamak nasıl bir duygu?
Şike gibi netameli bir konuda başarısını gösteren ekip neden daha kolay bir konuda tarihî bir başarısızlık yaşadı…
2012 Londra ile ilgili görüşlerimi yazmıştım. Tarihî bir kalabalık ile katıldığımız bir organizasyonda tarihin en büyük fiyaskosunu yaşadık. Eve döndüğümüzde başarısızlığın analizi yapılıp, strateji, plan ve program yapıldı mı?
Birçok spor branşında yeni seçimler yapıldı. Olimpiyat fiyaskosunda pay sahibi olan birçok kişi yerini korudu. Sporla yakından uzaktan alakası olmayan kişilerle kadro güçlendirildi! Burada amaç nedir?
Benden olsun diye düşünüldü ise, çoğunun sadece sizden gözüktüğünün farkında mısınız ve biliyor musunuz?
Türk futbolu 2014 Dünya Şampiyonası katılım hakkını mucizelere bıraktı. Başkalarının şampiyonlukta dahi dağıtmadığı primin maç primi olarak verilmesine ve yine de önlenemeyen düşüşe ne diyorsunuz?
Futbol’da dünya sıralamasında 40. sırada olmamız hiçbir şeyin doğru olmadığını göstermiyor mu?
Beşiktaş Stadı için engel çıkarmaya çalıştığınız doğru mu?
Konu inşaat yapmak olduğu zaman duyduğunuz heyecan öteden beri biliniyor. Yapılacak olan stat ve salonlar başarıyı garanti eder mi? Ayrıca çok önceden yapılması gereken çalışmaların gecikmeli olarak yapılması ne kadar başarı?
Ve en önemlisi de, millete ait olan bir kaynağı kullanarak milletin gözüne sokmaya çalışmak ne kadar doğru, bunları yapmak için oy istemediniz mi?
Siz ve ekibiniz, seçtiğiniz ve seçtirdiğiniz kişilerle ülke sporu ve futbolunun yolculuğunun ne taraf olduğu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Son olarak da, her konuda açıklama yaptığınız hâlde bugüne kadar, şike konusundaki net tavrınızı öğrenebilmiş değiliz, şike ve akıbeti konusunda bilgi verebilir misiniz?
Soru da sorun da çok… O hâlde sormaya devam edeceğiz…