SİYASET VE TİCARETTE MUHAFAZAKAR AKLIN ÖZELLİKLERİ

Siyaset ve ticarette muhafazakâr aklın özellikleri

 
 
 
 
 
 
 
 

Ticaret ve siyaset dünyasında yaşadıklarım ve gözlemlerime dayanarak tespit ettiğim ortak noktaları daha önce yayınladığımda, okuyucuların yüzde doksan beşi tespitlerin tamamen doğru olduğunu, yüzde beşi ise doğru olmakla birlikte yazının ağır olduğunu söylemişti.

Küresel firmalarda başlayan ve daha sonra 4 üst düzey yönetici ve benim genel müdür  olarak katıldığımız ve şu an o yöneticilerden birinin  cumhurbaşkanı yardımcılığı yaptığı, çok ortaklı bir şirket olan Yimpaş’ta  bulunduğum sürede yaşadıklarım ile daha sonra çalıştığım, bulunduğum ortamlardaki tanıklıklarımın küçük bir küsuratıdır.

 

 

 

Herhangi bir sübjektif önerme içermediği gibi çıplak gerçeğin ifade edilmesinden ibarettir.

Muhafazakâr denilen bir kitle vardı eskiden …

Bu kitle uzun soluklu bir iktidar ve güç sahibi değildi. Mütedeyyin, kendi halinde yaşar ve kendi dünyasını yaşardı.

Ne zaman ki, muhafaza ettiği; gelenek, görenek, din milliyetçilik gibi kavramları tedavüle koydu ve onlar aracılığı ile iktidar satın aldı, ne olduysa ondan sonra oldu…

İnsanlar Muhafaza ettiklerini KAR’a dönüştüren kitle ile tanışmış oldu.

Şimdi bu kitleyi yakından tanıyalım….

1- Takiyye ve çok yüzlülük her alanda ve her zaman olmazsa olmazdır.

2- Kazanmak için makyavelist kaybederken kavgacı, hırçın ve küstahtır.

3- Din çok kolay kullanıma sokulan ve her daim tedavülde olan geçer akçesidir.

4- Menfaatleri için güçlülerin önünde secde eder, zayıfların üstüne basarak ilerler.

5- Medya, okumak düşünmek yerine seyreden bir toplumu iknada en işe yarayan araçtır ve bu aracı orantısıza kullanır. Başka kanalda dansöz izler, kendisine yakın kanalda dekolte kadın görse küfrederdi artık o huyundan da vaz geçerek en olmaz mahrem olayları zevkle izler oldu.

6- Medya sahibi olmayı sever; izlenmez, okunmaz ve itibar edilmez olması çok da umurunda olmaz. Önemli olan medya eliyle elde ettikleri ve  kişisel tatminidir.

7- Hizmet ettiği, yardımcı olduklarını , fırsat ve imkân verdiklerini satın aldığını düşünür.

8- Dinlemekten nefret eder, her zaman ve her yerde hep o konuşmak ve konuşulmak  ister.

9- Batı’ya düşman gözükür kullandığı tüm araç gereç ve argümanlar Batı’ya aittir. Fırsat ve imkân bulduğunda bu duyguları çabuk yer değiştirebilir. Tüm tercihleri batının ürünleri ve ülkelerine aittir.

10- Muhafazakâr müşteri kitlesi ve seçmeni limitsiz ve süresiz garanti ve kart gibidir.

11- Her alanda kendine ait bir lideri vardır ve bu lider eleştiriden münezzeh adeta “la-yüs’el”dir.

12- Uzun vadeli plandan anladığı, çoluk çocuğuna mal mülk istiflemektir. Devlet ve millet adına ne uzun ne kısa bir planı yoktur.

13- Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, hak ve hukuk gaspı başkası yaparsa kötüdür. Kendisi için birer fırsattır.

14- Koç, Tüsiad, Sabancı, Aydın Doğan ve medyadaki bazı başarılı isimler kıskanılan ve imrenilen birer düşman, küfredilecek birer ikondur, itibarsızlaştırmaları gerekir.

15- Kendi içinden çıkan değerlere sırtını döner, kıskançlık veya başka nedenlerle görmezden gelmek ister. İnsan yetiştirmek gibi bir ideali olsa da buna zamanı yoktur.

16- Kendine yakın bildiği, imrendiği kişi ve kurumlardan eleştiri geldiğinde; “zındık”, “münafık”, “dönek” gibi kelimelere sarılır. En galiz küfürlerle saldırır.

17- En vazgeçilmezi; para ve kadındır.

 

 

 

Para ve statüye sahip oldu mu, kendisine sınırsız bir alan açıldığını düşünür. Para diğerinin olmazsa olmazıdır. Para ile satın alınan özgüvenle, ikinciyi de satın aldığını düşünür.

18- Birey olarak değil grup, getto ya da kulübün aidiyeti ile kendini tanımlar. Bu ortamlar herkesin kendince bir pay aldığı fırsat kapısı olduğu sürece sürekli ziyaret edilen ortamlardır. Birey olma cesareti ve özgüveni eksiktir, grup içinde güvende olmanın konforunu tercih eder.

19- Amelde uygulamasa da Kur’an ve hadisleri dilinden düşürmez.

Özellikle Cuma, kandil ,bayram günleri ,kendisini karşı tarafa hatırlatma günleridir.

 

20- Din ve Diyanet’i kendi emellerine alet etmekte bir beis görmediği gibi bunu hakkı olarak görür.

 

21- Esnaflıktan iş adamlığına terfi edememiş, maddi olarak gelişse bile zihniyet olarak esnaflıkta kalmıştır. Bu nedenle şirketleri ikinci üçüncü kuşağa zor geçiş yapar. Kurumsallaşmayı tam anlamıyla başarmış bir muhafazakâr şirket yoktur. Kısa vadeli plan yapar, bu nedenle en çok “al-sat”, “yap-sat” tarzı işleri severler.

22- Devleti iktidarda sahibi ve kendi malı, muhalefette düşmanı olarak görür.

23- Her yıl âdet hâline getirdiği umre ve hac ziyaretleri, devlet üzerinden elde ettiği haksız ganimetler! için bir af dileme, günah çıkarma ve kendini rahatlatma seansıdır.

24- Devlet rantı ile zenginleşen işadamı, siyasetçi ve medya mensupları kısa süre içerisinde kendi aralarında bir getto oluşturarak mahalle, arkadaş çevresi, araç, kadın, ve kılık değiştirerek rant ortakları ile yeni bir dil ve mahalle oluşturup, eski alışkanlık ve arkadaşlarına veda ederler. Nedeni, eski arkadaşlarının kendilerinin eski ve yeni durumlarına vâkıf olması, değişimin farkında olmaları ve zenginliğin kaynağını bilmeleridir. Bu durum her iki tarafta da huzursuzluğa yol açtığı için “mahalle boşanması” ile neticelenir.

25- Çabuk ve çok para kazandıkça herkesi satılık ve satın alınabilecek bir meta olarak görmeye başlar. Bazıları da buna araç olunca herkese aynı gözle bakmaya başlar. Satın alamadığını kendince itibarsızlaştırır. Özellikle de medya için “karşı taraftan sana havlayacağına, sahibi sen ol, karşı tarafa havlasın” diye özetler.

26- Yapmış olduğu kural dışılıklar nedeniyle hesap vermek zorunda kalması ihtimalini siyasetçiyse “yola kefenimizle çıktık”, iş adamıysa “içeride biraz tefsir okuruz” diyerek açıklar.

27- Kendisinin yaşamış olduğu yoksunlukları aile efradının yaşamaması için bütün imkânları seferber eder. Eğitim masrafları için sponsor kullanmayı sever.

28- Ekonomik durumu düzelince kültürel fakirliğinin üzerini para ile örtmek ister. Okumadığı kitaplardan oluşan bir kütüphanesi mutlaka vardır.

29- Siyaset ve iş dünyasında “damatlar” önemlidir. Bu nedenle stratejik evlilikler sürpriz değildir.

30- Yapılan usulsüzlük ve yanlışlarda “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışı hâkimdir. Cümle âleme karşı savunmalıyız duygusu ağır basar. Bu nedenle her türlü kirlilik, çirkinlik ve çirkefliğin üzeri örtülür .

31- Aklının ermediği ve içinden çıkamadığı durumları izah için şablonu; dış mihraklar (güçler) ve dış güçlerin işbirlikçileridir.

32- Sivil ve siyasi toplum örgütlerinde bulunma nedeni maddi manevi menfaat sağlamaktır. Menfaatin de sıfır riskli olanını sever eğer risk ve zorluk varsa hemen orayı terk eder.

33- Lidere sorgusuz sualsiz itaat esastır. Lider yanlış yapmaz, mutlaka bir bildiği vardır.

34- Başörtüsü yasağına karşıdır, lakin kendi işyerinde başörtülü istihdamı çaycı, temizlikçi gibi kadrolara ayrılmıştır. Son zamanlarda siyasette yer verilse de bunun amacı da ranttır.
 
35- Sevgi ve nefretinin içini siyasi görüş ve inancı ile doldurur. Kendi gibi olmayan herkesten nefret eder.

36- Devlet eliyle ve imkânlarıyla zenginler listesinde görülür vergi listesinde esamisi okunmaz. Vergiyi sıfırlamayı sever.

37- Yabancı düşmanlığı ile hayranlığı arasındaki çizgi gözle görülemeyecek kadar incedir.

Komplo teorilerine bayılır, menkıbe anlatır gibi anlatmayı sever.

38- Desteklediği siyasi parti ile evliliğinin süresini işlerinin performansı ve iktidarın durumu belirler. İktidarın güç kaybetmesi ile ortadan kaybolur.

39- Değişim ve dönüşümü fark etmesi pozisyonunu kaybetmesi ile mümkündür.

Kendi durumu iyiyse iktidar iyidir, bozulursa kötü.

40- En değer verdiği yatırım aracı gayrimenkuldür. Üretim, endüstri, ar-ge, sanayi gibi alanlarda yatırım portföyü çok sığ ve dardır.

41- Ortaklık kültürü, ortak akıl, ortak irade sözde ve dilde vardır. Uygulama tek kişiliktir. Lider, şeyh ne derse doğrusu odur.

42- En büyük ortaklıkları çocuklarını birbirleri arasında evlendirmektir. Sahip oldukları gettoya başkalarını sokmak istemezler. Aynı durum partileri için de söz konusudur. Liyakat değil sadakat esaslı bir işbölümü vardır.

43- Kurdukları şirket ya da partiler ortalama 15-20 yıl yaşadıktan sonra bizzat kurucuları tarafından imha edilir.

44- Milleti kurtarma sözü ile çıkılan yolda kendini kurtarma ile final yapılır.

45- Siyaset ve iş dünyasında güç azalmış çözülme başlamışsa birbirlerine durup derhal satış pozisyonuna geçerler. Bütün eksik ve kusurlar, yanlışlar tek tek ortaya serilir. Ben demiştimciler çoğalır.

46-Çıkarları için harcayamayacağı hiçbir şey yoktur.

Rakiplerine iftira atmaktan imtina etmez bu nedenle sık sık itibar siyasetçiliği yapar.

Muhafazakâr akıl siyaset spor ve ticaret de hâsılı her alanda kısa koşular yapan fırsatçı bir akıldır.

aslında bu durum bir Türkiye özeti gibidir….