Quaresma Krizi Yönetim Krizidir

Beşiktaş taraftarı ve Türk futbolseverler onu ilk defa İnönü’deki Beşiktaş- Porto maçında tanıdı ve vurgun yedi…

Ertuğrul Sağlam’ın başında olduğu Beşiktaş, Porto karşısında baskın bir oyun oynuyordu, Porto’da sahadaki tüm oyunculardan farklı bir oyuncu oynadığı futbol ile dikkat çekiyordu.

O oyuncu Quaresma idi… İnönü’de taraftarda iz bırakmıştı…

Sonrasında YD taraftarla arasındaki nefreti azaltmak için, Q7 ile çıkageldi…

Strateji sonuç vermişti, BJK taraftarı Q7’yi coşku ile bağrına bastı, o da ilk başlarda bu sevgiye layık bir performansla taraftarı mutlu etti.

Sonrasını biliyorsunuz, bir anda Q7’de performans düşünce taraftarın da gözünden düştü…

YD koltuğu emanete bırakarak TFF’nin başına giderken, geride sekiz şiddetinde deprem, enkaz yığınına dönmüş bir kurum bırakıyordu.

Yönetim yeni anlayış eski

Herkes Serdal Adalı’yı başkan olarak görmek isterken, sürpriz bir yönetim çıka geldi.

Yönetim yeni; taktik, teknik anlayış ve yöntem aynıydı…

Yeni yönetim demek; yeni bir umut; güven, kredibilite, arınma ve yenileme demekti. Böyle de başladı, fakat üç ayda bütün güveni boşa çıkarmayı da başardı…

 

Beklentiler
Kulübün manevi hissedarları sayılan taraftarların yeni gelen arkadaşlardan dört temel beklentisi vardı;

Hata ve yanlış yapma limiti dolu… Sakın yanlış ve hata yapma…

Kulübü bu hâle getirenlerden bunun hesabını sor ve cezasını kes…

Borçları ödemenin en garantili yolu; başarılı olmak, birlik ve beraberliği sağlamaktır. Bunu sağla…

Bütün bunlara ilaveten de kendi icadınız olan Q7 krizini çöz…

Peki, ne oldu? …

Olmaması gerekenlerin hepsi oldu. Olması gerekenlerin tamamına yakını olmadı.

Yönetimin performans notu nedir derseniz, gayretleri nedeniyle on üzerinden en çok dört derim.

Biliyoruz ki, denetim raporu kapalı kutu…

Milleti oyalayacak bir şey lazım, o da zaten var: Quaresma. 750.000 avro az para mı?

En çok ihtiyacın olduğu bir dönemde, oynatmamak, sadece antrenman yapan bir oyuncuyu satabileceğini iddia etmek ve parasını ödemek, nasıl bir mantıktır bu…

Q7 YD’in taraftara uzattığı zeytin dalı ve İnönü Stadı’na giriş biletiydi, bu yönetimin de çıkış bileti…

Bu darlık günlerinde Ericsson’a kaptırılan parayı Sn. Kıran cebimden ödedim dedi, Q7’nin parasını kim ödeyecek, YD mi, yoksa Fikret Orman mı?

Aziz Yıldırım’ın şike yaptığını bile bile FB taraftarı arkasında durdu, fakat öyle bir an geldi ki; aklıselim sahibi herkes, bir anda isyan bayrağını çekti. Bu saatten sonra AY de o koltukta çivi üstündedir. Aynı durum TFF’de YD ve Beşiktaş’ta Fikret Orman için de geçerlidir.

Q7’yi oynatmayarak onu mu, kulübü mü yoksa bu camianın duygusal ortakları olan taraftarları mı cezalandırmak istiyorsunuz. Bence hepsi…

Ancak asıl cezayı kendinize ve kulübe veriyorsunuz; kaybedilen zamana ve paraya yazık vesselam…