PUTİN’İ ANLAMA KILAVUZU

Putin’i anlama kılavuzu…

 
 
 
 
 
 
 
 
 

Bu yazıyı yazmak zorundaydım …

İçinde bulunduğumuz Türkiye gerçeklerinden dolayı yazılarıma ara vermiştim desem de artık yazılarımı kafama ve yüreğime yazıyor fakat kimseyle paylaşmıyordum.

Yazmak extra ciddi bir iştir. 

Yazı vaktini aldığın kişilere önemli bir katkı sunmalı ve sonuna geldiğinde konu ile ilgili soru işaretlerine cevap olmalıdır.

Ekonomi ve spor yazılarımda hayatın tam merkezinden, gerçeklerden ve yaşanmışlıklardan yola çıkarak anlatımda bulunmaya gayret ettim.

 

 

 

Putin Rusya’sı Ukrayna’yı işgale kalkışınca Türk kamuoyunda da dezenformasyon bombaları peş peşe patladı.

Ülkede medyanın ölümü sonrası insanlar bilgi almak için sosyal medyaya yöneliyor, ne yazık ki sosyal medya da toplumsal olaylarda hızlıca manipülasyon aracına dönüşüyor ve doğru ile yanlışı ayırmak oldukça güçleşiyor.

Ülke televizyonlarında konu değişse de değişmeyen tek şey konuklar.

Rusya’nın Ukrayna işgalini de aynı kişiler yorumlayınca üstelik yalan ve yanlışları gerçekmiş gibi savunduklarını görünce bu yazıyı yazmak zorunda olduğumu hissettim.

O zaman buyurun başlayalım …!

YIL 2003 

Telefonum çaldı Rusya büyükelçiliğinden aradıklarını ve Putin’in yatırımlardan sorumlu baş danışmanının benimle görüşmek istediğini söylediklerinde bunun bir yanlışlık olduğunu düşünerek telefonu kapattım.

Kısa bir süre sonra asistanım Rus büyükelçiliğinden aradıklarını iletti.

 

 

 

Telefonda Türkçe konuşan kadın, yatırımlardan sorumlu baş danışmanın benimle bir konuyu görüşmek için randevu talep ettiğini söyledi.

Ertesi gün yeminli bir tercümanla geldiler.

Putin’in yardımcısı hemen söze girdi.

‘Kurtuluş savaşı zamanlarında Atatürk’ün Rusya’dan silah talep ettiğini ve para olmadığı için SSCB’ye Ankara ve İstanbul’da yer verdiğini, Putin’in talimatıyla bu yerleri değerlendirmek istediklerini, SSCB zamanından kalma bu şekilde tam 72 ülkede yerlerinin olduğunun altını çizdi.’

Türkiye’de bulunan yerlerden birine AVM, rezidans, otel vb. bölümlerden oluşan bir kompleks yapmak istediklerini söyleyip projeyi çıkartıp gösterdiler.

 

 

 

 ‘Sizin bu konunun uzmanı olduğunuzu öğrendik bir bakar mısınız? Dedi.

 

 

 

Cuma günüydü, epey sohbet ettik, sohbet doğal olarak gelişince hafta sonu için yemeğe davet etti. İşim olduğunu belirtip, teşekkür ettim. Bu kez hafta başı tekrar ziyarete gelebileceklerini belirttiler.

1 MART TEZKERESİ 

1 Mart tezkeresi oylanmış Erdoğan’ın bütün telkin ve tembihlerine rağmen, o dönem Akp içerisinde irade ve inisiyatifi kendisine ait olanlar mevcut olduğu için tezkere kıl payı reddedilmişti.

Bu durum ABD ve yanlıları için büyük bir şoktu. Şok yaşayan başkaları da vardı, Türkiye’nin ABD inisiyatifi dışında karar alamayacağını düşünenler de şok yaşıyordu.

Biz bunun olası sonuçları üzerine durum değerlendirmesi yaparken, Putin’in yatırımlardan sorumlu başkan Yardımcısı aradı ve tekrar ziyaret etmek istediklerini belirtti kısa süre sonra geldiler.

İkinci ziyarette kendilerini daha rahatlamış ve mutlu gördüm .

O ise bendeki tedirginliği fark etmiş olacak ki, neden göz ucuyla ekranı kontrol ettiğimi sordu.

1 Mart tezkeresi ve sonrasında döviz kurlarının olası seyrinin nasıl olacağını tezkerenin sonuçlarını merak ettiğimi söyledim.

 

 

 

O ise endişelenmeme gerek olmadığını tezkerenin bu şekilde sonuçlanması ile dünyanın seyrinin değişeceğini belirtti.

Hatta hafta sonu gemi ile karşıdan karşıya geçerken bazı Türklerle konuştuğunu bir kadının AKP’ye oy vermediğini ve bu sonuç nedeniyle ülkemle gurur duyuyorum dediğini anlattı.

Anladım ki, sadece yatırım için değil aynı zamanda 1 Mart tezkeresinde gözlemci olarak da gelmiş Türkiye’ye. 

´1 Mart tezkeresinin reddedilmesiyle 100 yıl sonra ilk defa Türkiye’nin büyük devlet refleksi gösterdiğini, geçmişini hatırladığını endişeye yer olmadığını ve Dünyanın hiçbir zaman tek kutuplu olmadığını ve olmayacağını´ ifade etti.

Ve ’sizin dünyadaki lakabınız ne biliyor musun ‘ dedi

‘Hayır’ deyince buraya yazamayacağım deyim olduğunu söylediği bir ifade kullandı.

Kendisine ‘iyi de Sovyetler dağıldı, kapitalizm şimdilik ayakta ve karşısında organize bir güç yok, eski Sovyet birliklerindeki ülkeler birer birer NATO’ya girmek ve Sovyet tehdidinden uzaklaşmak istiyor ’ dediğimde, tam da bu konuları anlatmak istercesine sözü aldı uzun bir diplomasi tarih ve gelecek perspektifi çizdi.

O anlattı ben sessizce dinledim…

Anlattıklarından bugünlere ışık tutan kısmını sizlerle paylaşıyorum.

ÖNCELİK MEDYADA 

‘’ABD Irak’ın işgalini haklı göstermek ve bu harekâtın psikolojik üstünlüğüne elde etmek için Ortadoğu’da medya mensuplarına toplam 500 milyon dolar para dağıttı. Bu paranın 300 milyon doları senin ülkendeki medya organları ve gazetecilere dağıtıldı.

Bunları bilirsen kimlerin ülkene ihanet ettiğini de öğrenmiş olursun ‘’

 

 

 

O günlerde Fox News gibi yayın yapan ve ABD tezlerini haklı göstermek için çırpınan medya borazanlarını hatırlayınız…

Gelelim bugüne ;
O zaman ABD’nin yapmış olduklarının bugün Putin’in adamları tarafından yapılmış olduğunu görüyorsunuz.

Medya mecralarında UKRAYNA işgalini haklı gösterme yarışına giren Rusya’ya selam duranlara bir kez de bu açıdan bakınız…

Perinçekgiller ayrı bir study case…

Bu noktada daha önce sosyal medyada defalarca yaptığım bir hatırlatmayı tekrar etmekte fayda görüyorum;
medyada bazı figürler var ki, hükümet aleyhinde her türlü yazı ve konuşmayı rahatlıkla yapabilmekte…

Ne hikmetse göstermelik de olsa soruşturma ve kovuşturmaya uğramamakta, diğer yandan bazıları da en ufak bir eleştiride soluğu mahkeme koridorlarında almakta…

Popüler medya muhaliflerine bir de bu gözle bakarsanız iyi edersiniz…

SONUN BAŞLANGICI ;
AFGANİSTAN SAVAŞI 

‘Bizim dağılmamıza neden olan şeylerin başında tarihi eksik okumamız var, biz Afganistan’a girerek büyük bir hata yaptık, tarihi eksik okumamızın cezasını çektik.

Daha sonra öğrendik ki, tarih boyunca Afganistan’a giren her devlet oradan boyunun ölçüsünü alarak çıkmış.

Biz orada 9 yıl mücahitlerle mi savaştık zannediyorsunuz, biz ABD’nin her türlü desteği verdiği taliban ve çetelerle savaştık ve bu süreçte ekonomimiz çöktü. 

Arkasından kaçınılmaz olarak çöktük ve dağılma süreci baş gösterdi.’

 

 

 

Tarihten yine ders alınmamış olacak ki, yıllar sonra benzer bir hata ve süreç Ukrayna’da tekrarlanıyor…

‘Şimdi bizden sonra oraya ABD girecek ve onlar da boyunun ölçüsünü alacaklar ‘ 

Nitekim ABD tam 20 yıl Afganistan’da kaldı ve yeni başkan BİDEN’ın tarihe geçen şu sözleri ile geri dönmek zorunda kaldı.

Biden seçimi kazanmasının hemen ertesinde ;
‘Tam 4 ABD başkanının başkanlık sürecine eşlik eden bu savaşın beşinci ABD başkanına eşlik etmesine ve yıpratmasına müsaade etmeyerek bu bölgeden askerlerimizi çekeceğiz ‘’

Afganistan’a girmek ve o bölgeye heves edenler bu noktayı da bilmek zorunda.

GORBAÇOV SONRASI 

‘Bu savaş zaten iyi olmayan ekonomimizi ayakta duramayacak hale getirdi ve biz battık.

Dağıldık…

Bu boşluk sürecinde ülkeye mafya hakim oldu. 

Sonra Putin başkan seçildi ve ülkeyi önce mafyadan temizledi. Tekrar düzeni sağladı.

Doğalgaz ve petrol kaynaklarını işler hale getirdi, bu sayede ekonomi yoluna girdi.

Unutma ki, batı kaynaklarının çoğunu tüketti. Oysa bizim kaynaklarımız bakir ve bu üstünlük bize geçecek. Sizin de öyle…

Ekonominin düzelmeye başlaması bazılarını rahatsız etti ve ülkede finansal bir kriz çıkartmaya çalıştıklarında Putin bunları topladı ve ‘benim ülkemde doğru dürüst iş yapacaksanız yapın yoksa defolun diyerek kendilerini uyardı Hitler’i hatırlattı.

Bunun üzerine çoğu ülkeyi terk etti kalanlar da kontrolümüz altında…

PUTİN NE YAPMAK İSTİYOR?

‘’ Putin dağılan Sovyetler birliğini tekrar kurmak ve yıkılmasına sebep olanlardan intikamını almak istiyor.

Biz zaman kazanmaya ve ekonomimizi güçlendirmeye çalışıyoruz. 

 

 

 

Siz Türki cumhuriyetlerin tam bağımsız olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü başındaki liderler ve ekip bizim adamlarımız ve oralarda bizim sözümüz geçer.

Bizim adamlarımızın olmadığı her yerde bu değişimi sağlayacağız.

Yeni bir dünya düzeni kurulacak, Çin, İran bizimle birlikte buna başka ülkeler de katılacak…

PUTİN NE YAPTI?

2007 yılına gelindiğinde Münih’teki G7 ülkeleri 43. Güvenlik toplantısında Putin ABD ve NATO’yu eleştiren sert bir konuşma yaptı ve dünya tek kutuplu olmayacak dedi.

Ayrıca şu anki durum bir çıkmaza girecek ve yapılan hataların sayısı katlanarak artacaktır diyerek NATO ve ABD  ‘nin genişleme politikasına bir dur diyeceklerine vurgu yapmıştı.

Putin o konuşmasında ayrıca demokrasi ve insan haklarına da vurgu yapmayı ihmal etmedi.! 

Putin’in bir diğer önemli vurgusu da ben ülkemin potansiyelini biliyorum dedikten sonra Uzayda silahlanma yarışına da dur demek lazım geldiğini belirtmişti.

Bu konuşma büyük yankı uyandırmıştı.

VE GÜRCİSTAN 

 Gürcistan’dan gelen yedi sekiz kişilik bir bakanlar kurulu heyeti gazeteye ziyaret için gelmişti.

 28 -40 yaşları arasında olan bakanların tamamı ABD’de eğitim görmüş kişilerden oluşuyordu.

Kendilerine sorduğumda diğer bakanların da aynı olduğunu söylediklerinde, kendilerine ‘siz küçük çaplı bir ABD parlamentosu oluşturmuşsunuz ‘dediğimde gülmüşlerdi.

Bu görüşmeden kısa bir süre sonra Putin tanklarının Gürcistan’da ABD ve müttefiklerine meydan okuduğuna tanık olduk. 

 Gürcistan harekâtı Putin’i cesaretlendirdi ve bu harekât ileride olacakların da ilk işaretiydi. Fakat kimse bunu böyle okumadı.

Türki cumhuriyetlere gelince orada durumun nasıl seyrettiğini Aliyev’in ‘Rusya’yı yaptırımlarla yenemezsiniz’ açıklamasından anlayabilirsiniz.

Putin Ukrayna’da da hedefine ulaşırsa SSCB ‘yi dirilteceğine dair inancı daha da pekişecektir.

O gün duyduğum ‘biz zamana oynuyoruz yeri ve zamanı geldiğinde tekrar harekete geçeceğiz ‘sözündeki o günler bu günler mi bilmiyorum fakat bunu anlamak için Rus ekonomisinin bugünkü durumuna bakmak gerekir.

RUS EKONOMİSİNİN GÜCÜ 

Putin bu harekata başlamadan önce merkez bankası rezervlerini altın, dolar ve Euro olarak 600-650 milyar dolar değerinde bir rezerve ulaştırdı.

Rus ekonomisinin en önemli gücü;

Doğalgaz, petrol ve buğday…

Covid sonrasında yaptığı açıklamada ‘buğday ihracatına sınırlama getireceğini, çünkü kendilerine lazım olduğunu´ duyurmuş ve yaklaşık yüzde yirmi beşlik bir kısıtlama getirmişti.

Başta Almanya, Finlandiya olmak üzere birçok AB ülkesi doğalgaz tedarikinin önemli bir kısmını Rusya’dan yapıyor.

Putin’in elini rahatlatan unsurlardan biri de bu.

Fakat Rusya’nın ithalat kalemleri içerisinde aynı ülkelerin önemi de yadsınamaz.

Global dünyada herkes ve her şey birbirine bağımlı. Bu nedenle AB ülkelerinin gündemine aldığı swift kısıtlamasından herkes nasibine düşeni alacaktır.

 UKRAYNA NEDEN HEDEFTE?

2005- 2010 yılları arasında devlet başkanlığı görevinde bulunan Vitor Yuşçenko ve 2014- 2019 arası başkanlık yapan Retro Porşenko Rusya’ya yakın isimlerdi.

2019 seçimlerinde % 74 ‘lük ezici bir çoğunlukla başkan seçilen ZELENSKİY ‘nin en önemli seçim vaadi  ‘AB üyeliği’ idi.

Zelenskiy hem AB ‘nin hem de Yahudilerin desteğini arkasına almıştı.

Zelenskiy’nin diğer önemli vaatlerinden biri de, ülke kaynaklarını kişisel servetine katan Poroşenko’dan, ülkedeki yolsuzluk ve rüşvet skandallarına karışanlardan hesap soracağıydı.

Seçimi ezici bir üstünlükle kazanmasına rağmen, Poreşonko uzun süre devlet başkanlığını kendisine devretmedi.

Servetine dokunulmaması ve herhangi bir hukuki sürecin başlatılmayacağına dair garanti istiyordu.

Putin’in gerek Türki cumhuriyetlerinde gerekse başka ülkelerdeki adamlarının hepsinin ortak yönü; yolsuzluk, rüşvet, hukuksuzluk ve haksızlıklarda zirveyi kimseye bırakmamaları.

Bu Ukrayna’da da böyleydi.

Zelenskiy koltuğu yaklaşık bir ay sonra devralabildi.

Zelenskiy koltuğa oturduktan sonra AB fonları da Ukrayna’ya akmaya başladı.

Liman yol gibi altyapıların düzeltilmesi için tek seferde 20 milyar Euro hibe edildi.

Poreşenko ve ekibinin ülke kaynaklarını iç etmesi tecrübesi nedeniyle bu işlerin yapımı ve ödemesi bizzat AB tarafından sıkı kontrol altında ilerledi.

Bu süreçte bu ihalelerden en çok payı Çin firmaları aldı, Çinlilerin kalite ve yaptıkları işi savsaklaması sonrası Türk firmalarına yol açılsa da birçok Türk firması da Çinliler gibi davranınca bu büyük Pazar Türk firmaları için biraz küçüldü.

UKRAYNA 40 milyonluk nüfusu ve stratejik öneminin dışında aynı zamanda birçok maden ve enerji kaynağına sahip bir ülke, önemli bir tarım havzası da…

ZELENSKY YALNIZLIĞI 

Rusların Ukrayna’ya gireceği belli olsa da uluslararası toplum bunu blöf olarak görmek istedi.

Hiç kimse Rusya’yı karşısına almak istemedi ve Ukrayna’nın yanında durmadı.

Ülke liderlerinin aksine birçok ülkede halk Ukrayna’nın yanında saf tutsa da hatta Rusya’da halkın sadece % 12 ‘si bu savaşı onaylasa da bu durum Rusların umurunda bile olmadı.

AB ülkeleri de Ukrayna’da yaşanan soykırımı izlemekle yetindi. 

Tıpkı Bosna’da Irak’ta Suriye’de ve başka ülkelerde olduğu gibi.

Bu durum aslında tüm insanların ve insanlığın kendini temelden sorgulamasına sebep olması gerekir.

Zira modern çağda dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın insana doğaya ve herhangi bir canlıya karşı yapılan katliam herkesin sorunudur.

AB ve diğer ülkeler Ukrayna’ya para ve silah yardımı yaparak vicdanını ferah tutamaz.

Zelenskiy ve Ukrayna halkı Rusya karşısında kendi güçlerinin farkında olmakla birlikte ‘ya zafer ya ölüm ‘ diyerek vatanlarını Rus işgalcilere karşı kahramanca savunarak tüm dünyaya kahramanlık ve insanlık dersi vermeye devam etmekteler.

PUTİN NE İSTİYOR?

Putin SSCB ‘yi yeniden kurmak ve büyütmek istiyor.

Yapar yapamaz konusuna girmeye gerek yok.

Bunun için en temel hedefi de önceki SSCB içerisinde olan yerleri tekrar birliğe katmak. 

Bu olay unutulmadan yeni Putin hamleleri duymaya hazır olun.

Türki cumhuriyetlerde kendine yakın ve şu an hapiste olan adamlarını hapisten kurtarıp tekrar başa getirmesini duyarsınız şaşırmayın.

Hatta bu adamların Türkiye ile ilişkilerini de …

TÜRKİYE NE YAPMALI?

Türkiye şu ana kadar yaptıklarını yapmamakla işe başlayabilir.

Uluslararası kısmına girmeyeceğim yapılması gereken en önemli iş; ders almaktır.

Ekonominiz zayıfsa hiç kimseye efelenmezsiniz kimse de sizi muhatap olarak almaz…

Bu noktada bir toplantıda eski İstanbul belediye başkanı rahmetli Kadir Topbaş’a söylediğim sözü hatırladım;

‘Türkiye’nin boşa ve yanlış harcayacağı bir kuruş sermayesi yoktur. Adamlarınız üç kuruş rüşvet alacağız diye lüzumsuzca her tarafa AVM açılmasına onay veriyor, bu iş artık bütün dünyada bitti ve çoğu kapanmaya başlamışken başta buralar olmak üzere bu tür yapılara geçit vererek sermayenin yanlış kullanımına müsaade etmeyin’ demiştim.

Bugün artık bunun ve tasarrufun önemi daha iyi anlaşılmaktadır.

Sözlerimi ‘Dünyayı yöneten güç; ticaret ve perakende´ kitabımda önsözün sonuna aldığım İngiliz denizci ve yazarı Walter Raleigh’in veciz ifadesi ile bitiriyorum:
‘Ticarete egemen olan, dünyanın zenginliğine ve dünyanın kendisine egemen olur ‘’