- Eki, 08, 2013
- Kitap ve Yayinlar, Spor
- Nurullah Öztürk
Fikret Orman zor bir dönemde, mevcut şartların sorumluluk almak için bir değil bin düşünülmesi gerektiği bir anda kendini Beşiktaş başkanlık koltuğunda buldu.
Zorlu bir dönemdi, görevi devraldığı ekip her şeyi ile bütün haklarını kullanmıştı. Hatta hata yapma limiti bile doluydu.
Bu nedenle yeni ekibin çok dikkatli olması ve sıfır hata ve en az riskle, planlı ve programlı hareket etmesi zorunluydu.
Önlerinde finansal sorunlar, yeni stadın yapımı, camia içinde birliğin sağlanması, yeniden yapılanma, güven verme ve başarılı olmak gibi mecburiyetleri vardı.
İlk yüz günlük performans çok önemliydi,
Kendisinden beslenenler hariç, ittifakla camianın nefretini kazanan YD’den sonra durum iyiye mi yoksa daha da kötü mü olacaktı.
Belki en önemlisi de Yıldırım Demirören’den bunun hesabı sorulacak mıydı?
Beklenti de kısa sürede çözüm bekleyen sorunlar da çok ciddiydi.
İşin umut vadeden kısmı Fikret Orman’ın bu ve benzeri sorunları biliyor olmasıydı.
Herkes gibi o da tesbit etmişti. Fakat işin teşhis ve tedavi süreci beklendiği gibi gitmedi.
Hatta ameliyat masasındaki hastaya düzenli ve sürekli olarak yanlış tedaviler uygulandı ve uygulanmaya da devam ediyor.
Hiçbir önemli sorunda zerre kadar bir iyileşme görülmedi, hissedilmedi.
Şu an sorulan soru şu: Beşiktaş dünden daha iyi mi, daha kötü mü yönetiliyor…?
Bana sorarsanız, ben şu âna kadar hiçbir fark göremedim… Eğer kaçırdığım bir şey var ise, biri hatırlatsın…
Ne borçlarda, ne stat konusunda, ne camianın birlik ve beraberliğinde, ne sorumlulardan hesap sorulması konusunda ne de yeni dönemde daha başarılı olunacağına dair herhangi bir emare var maalesef…
Yol yakınken Beşiktaş yönetimi bu ve burada zikretmeyi uygun bulmadığım bir sürü soru ve sorunu tekrar ve yeniden düşünmek ve çözmek mecburiyetinde, hatta bir de B Planı hazırlamak zorundadır.
Benim inancım odur ki; kurtuluş mücadelesi, batışın müsebbibi olan kişilerle yapılamaz…
Özetle Beşiktaş camiası şu âna kadar yapılan ve yapılamayanlarla birlikte bir kez daha eskisinden daha da yoğun bir şekilde hayal kırıklığı yaşamaktadır.
İşin en kötü tarafı da, sezon başlayınca yaşanacak olandır. Beşiktaş takımı ve teknik direktörü yaptığı ve yapamadıkları ile bunun işaret fişeğini çoktan patlatmıştır.. Hatta yapılan transfer yanlışları, eldekilerin iyi bir şekilde değerlendirilememesi ve sonrasında gelecek başarısızlıklar yönetimin de teknik direktörün de Beşiktaş’taki yaşam süresi için belirleyici olacaktır.
Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz
Kaptanın başarısı dalgalarla boğuşma yeteneği ile değil, gemiyi limana sağ salim ulaştırılması ile ölçülür.
Diyeceğim odur ki, ilk başta çok umutlu ve mutlu idim, şimdi yeniden başa döndüm…