1939 yılında temeli, 1947 yılında açılışı gerçekleşen İnönü Stadı’nın yapılışı da eskisinin yerine yenisinin yapılma süreci de oldukça uzun, zorlu bir zaman yolculuğunu andırıyor…
Bizler yüzlerce unutulmaz maça da; Sting’ten Michael Jackson’a, Madonna’dan, Guns N’ Roses’a kadar onlarca global sanatçıya ve kültürel etkinliğe de tanık olduk bu özel mekânda…
Üzüldüğümüz de oldu sevindiğimiz de; benim için Barcelona’yı 3-0 ve Liverpool’u 2- 1 yendiğimiz maçlar kişisel arşivimde çok önemli özel anlar ve hazlardır.
The Times’ın yaptığı dünyanın en iyi on stadı sıralamasında Westfalen, San Siro ve Anfield’ın hemen arkasında Beşiktaş stadı durur.
Bu statta geçen hafta ezeli ve ebedi bir rakiple son derbi heyecanını yaşadık…
Adına yakışır bir final oldu.
Yüzüncü yıldaki şampiyonlukta yaşanan coşkunun benzeri yaşandı İstanbul sokaklarında…
Yıldız yokuşundan stada ulaşmam tam iki buçuk saatimi aldı, herkes bu tarihî âna tanık olmak istiyordu, İşte böyle bir atmosferde oynandı son derbi maçı…
Belki çok kaliteli bir maç olmadı ama çok kaliteli bir sonuç olduğu kesin… Allah Beşiktaşlıların üzülmesini istememiş olacak ki galibiyet golü anlamlı bir dakikada geldi santrası bile yapılamadı…
Feda yılında görkemli bir derbi ile statla vedalaşan herkes yorgun mutlu huzurlu ve umutluydu.
“İyi günde de kötü günde de biz hep böyle omuz omuzayız” diyen Beşiktaş taraftarı bunun boş bir söylem olmadığını bir kez daha ispatlamıştır.
Maçtan çıkan herkes “kalan dört maçta aynı yerde buluşmak üzere” diyerek vedalaştı.
Sezon sonunda Beşiktaş şampiyonluğa ulaşırsa ,işte o an, bambaşka bir an olacaktır…
Trabzonspor hüzün veriyor
Futbolun devrimcisi TS’nin içinde bulunduğu durum her futbolsever için gerçekten çok hüzün verici.
Trabzon tarihinde güzel günlerin baş mimarı Sn. Şenol Güneş teknik direktör olarak en hüzünlü günlerin de tanığı oldu.
1995-96 sezonunda Trabzon’un şampiyonluğu hile ve hokkabazlıkla çalındı, bu olay Trabzon spor için kırılma noktası oldu. Bu hırsızlık olayının ardından yaşanan travmanın izlerini silmek uzun yılar aldı. Tam bu unutuldu derken önceki yıl daha büyüğü yaşandı. Trabzon ve Karadenizlinin hak arayışı devam etse de, takım bir kez daha darmadağın edildi ve bu kez toparlanması uzayacak gibi gözüküyor.
Her iki olayda da aynı takımın başrolde olması da, her iki dönem Trabzonspor başkanlarının da kendilerini paramparça edenlerle sıcak ve samimi dostlukları olması da kaderin garip bir cilvesi olsa gerek…
Cüneyt Çakır
Cüneyt Çakır’ın Türkiye’de içinde iyi bir hakem olmadığını zaten herkes biliyordu. Her nasıl olduysa birileri elinden tuttu ve Avrupa arenasında kendisine rol verdi.
Futbol oyun kurulları üniversal olmasına karşın, o Türkiye’de farklı Avrupa’da farklı bir görüntü vermeyi başardı.
Geçen hafta Akhisar’da yaşanan hakem faciasının mimarı olarak İngiltere’ye taşlar ve beddualar ile uğurlanmıştı…
Salı akşamı M. Unıted- Real Madrid maçında öyle hatalar yaptı ki, kendisine dünyanın dört bir yanından beddua ve küfür yağdı.
Acı olan şu ki, millet artık ne Milli Takım’ın ne de C. Çakır ve onun gibilerin içine düştüğü durumlar için ne üzülüyor ne de arkasında duruyor…
