Futbolun baş belası: ŞİKE

Interpol şubat ayında son şike raporunu açıkladığında durumun vahameti daha net anlaşıldı. Raporda Avrupa liglerinde en az 300 maçta şike yapıldığı ve bu maçlarla ilgili soruşturma başlatıldığı bilgisi var. Şüpheli maçlarla birlikte bu rakam iyimser olarak 385 olarak açıklanmış.

Interpol Avrupa direktörü Rob Wainwright “insanların az risk alarak çok kazanma arzusu ile her türlü yasa dışılığı yasal hâle getirmeye çalıştıklarını” belirterek şikenin küresel bir sorun olduğu, bununla mücadele için de küresel bir vizyona ihtiyaç duyulduğu tesbiti ile birlikte birçok ülkenin işbirliğine yanaşmaması ve suçluları korumaya yönelik bir yaklaşım sergilemesine rağmen 30 ülkede şike tesbit ettiklerinin altını kalın kalemle çiziyor…

UEFA ve FIFA sahip oldukları ürünün hızla kirlenmesi sonucu kaybolmaya başlayan itibarı korumak adına “ön uyarı sistemi”ni devreye soksa da ürünün marka ve marketing değerini korumak adına şikecilerin başarısını! görmezden gelmek onun da işine geliyor.

Konunun uzman ismi Declan Hill bütün dünyayı bir ahtapot gibi saran “bahis çeteleri”nin özellikle Singapur merkezli ayağının başta Asya olmak üzere Şampiyonlar Ligi ve Dünya Kupası’na uzandığını, bu noktada 2014 Dünya Kupası’nda da icraatlarına devam edeceğini her defasında futbol dünyasının yüzüne çarpıyor.

Declan Hill şike olayları nedeniyle İtalyan futbolunu “yürüyen ölü bir adam”a benzetirken İtalya’da 41 takım hakkında kara para aklama suçundan dava açıldığına da dikkat çekiyor.

Bu konuların takipçisi olan İtalyan yargıç Roberto Di Martino da bu konuda “küresel bir bakış ve uzlaşma gerektiğini fakat ülkelerin kendi çıkarlarına göre davrandığını” belirtiyor.

Kısaca futbolda tehlike büyük; futbol tiyatro oyununa dönüşme yolunda kritik eşiği aşalı çok oldu…

UEFA tehlikenin büyüklüğü karşısında mayıs ayındaki Londra toplantısında tarihî bir adım atarak şike konusunda önemli kararlar aldı.

Ülke yönetimlerinin “günah aklama” ve “suçluyu koruma” yoluna gitmesi durumunda “iç işleri”ne müdahale edeceğini deklare etti.

Bu çerçevede ilk icraatı da dosyası arşive kaldırılan Türkiye’ye oldu.

Türkiye’de şikenin son on yılda ulu orta ve aleni yapıldığı bilinip dururken kamuoyunun her zamanki “üç maymun” tavrı artık gülünç bile değil.

Türkiye’nin modern dünya ile entegrasyonun ne kadar zor olduğu şike olayında bir kez daha anlaşıldı.
Modern dünya genellikle suç ve suçluyu cezalandırıp ak ile karayı ayırmayı tercih ederken, Türkiye güç ve güçlüden yana tavır alarak adalet ve hukuka olan güveni de ayaklar altına alıyor…

Hukuk normlarını yapboza çevirme uğraşısına rağmen hukukun itibarı ve üstünlüğüne iman etmiş birkaç cesur insan şike davasında yolun sonunu işaret ettiler.
Beşiktaş için erken uyarı

Beşiktaş’ta işler yoluna da girmiyor yolunda da gitmiyor. Bu yıl geçen yıldan daha zor geçecek. Yönetim Kurulu’nda A. Nur Çebi dışında üst düzey bir icraat adamı yok. Çebi Beşiktaş için canla başla uğraş veriyor. Fakat bu bir takım oyunu. Tek başına nereye kadar…

Bir dost olarak neler olup bittiğinin kamuoyu tarafından bilindiğinin bilinmesini not düşüyorum.

Bütün bu süreçlerin sonunda gelinen nokta bir de bakmışsınız Beşiktaş farklı bir kulvarda ve klasmanda anılır olmaya başlamış.

Bu gidişat ister istemez bu endişeyi büyütüyor. Hâlbuki Beşiktaşlı, geleceğe dair daha büyük umutlar beslemek ve büyütmek istiyor…