Beşiktaş için de F.Bahçe için de Devler Ligi, para, şan, şöhret ve itibar anlamı taşıyordu. Bir başka anlam da ülke puanlarına yapılacak katkı anlamı taşıyordu ki, gelecek yıl kaç takımla Avrupa serüvenine devam edileceği için de ayrıca önemliydi.
Maç çok kontrollü başladı. Zürih, Beşiktaş’ı çok iyi etüd etmiş, adeta nefes almasını bile istemiyordu. Nitekim oyun kurmakta ve pas yapmakta zorlandı Beşiktaş ilk bölümde.
Buna rağmen, temposu vasatı aşmayan maçta pozisyonlar bulan, rakip kaleye daha fazla inen takım da Beşiktaş’tı.
BEŞİKTAŞ’ın sol kanadını İsviçre saati gibi işler hale getirmeye çalışan TELLO’nun ceza sahası içinde düşürülüşünde doğal olarak tercih hakkı komşusundan yanaydı İsveçli hakemin. Aslında bir çok pozisyonda bu durum aşikardı.
Hesap kitap maçı olduğu için, ortada bolca stres, korku, hata yapma endişesi vardı. Olmayan tek şey futboldu. Beşiktaş’taki korkunun kaynağı biraz da hakemden kaynaklanıyordu. Ne de olsa, oynadığımız takım İsviçre takımıydı.
Golü hissediyorduk ama ne zaman geleceğini bilmiyorduk. Dakikalar 55’i gösterirken Zürih’in çok aşina olduğu, yakından tanıdığı DELGADO’nun sahne aldığı andı. Bu gol adeta diğerlerinin habercisiydi. Ve o haberler de gelmeye başladı. Belçika’da F.Bahçe’nin gol haberine nazire yaparcasına 10 dakika sonra assolist Delgado bir kez daha sahne aldı.
Sonra ne mi oldu ?
İnönü Stadı düğün evine döndü.
Bu dakikadan itibaren Zürih takımı izinsiz silah kullanan, maalesef hakemin de hiçbir yaptırım uygulamadığı Guantalama gardiyanları gibiydi.
Beşiktaş ikinci yarıya, adeta extra enerji ile çıktı. Tello, İbrahim Toraman, kaptan İbrahim Üzülmez, Serdar Özkan, Delgado başta olmak üzere tüm orkestra ahenkli çaldı ve diğer arkadaşları ile birlikte sıfır hataya yakın oynadı.
Orta alanın iki virtiözü, Delgado ve Ricardinho yorulunca, bugüne kadar oyuna yaptığı yerinde müdahalelerle futbol ulemasına söyleyecek söz bırakmayan Ertuğrul Sağlam, kanatlardan topu iyi taşıyan İbrahim Akın ve Ali Tandoğan’a sahne vererek Zürih’in pimini de pilini de çekti.
Devler liginde yolun açık olsun Beşiktaş, yolun açık olsun ülkemin aydınlık yüzü, yeni umudu, inancın, azmin, dürüstlük ve sabrın sembolü ERTUĞRUL SAĞLAM.
Siz ki yeni umudusunuz ülkemin…
Ülkemin her alanda senin gibilere ne kadar çok ihtiyacı var bir bilsen. Olsun buna da şükür.
Ölmüş, bitmiş bir takımı küllerinden yeniden inşa ettiniz.
Tüm kalbimle ne kadar teşekkür etsem azdır.
