- Eki, 08, 2013
- Kitap ve Yayinlar, Spor
- Nurullah Öztürk
Ertuğrul Sağlam’ı takımın başından uzaklaştırmak için fırsat kollayanlar ile Beşiktaş’a teknik direktör olmak isteyenlerin yolları UEFA kavşağında buluştu.
Her yıl Avrupa kupalarında final ya da en azından yarı final oynayan Beşiktaş, bu yıl Avrupa’ya erken veda edince, Ertuğrul Sağlam’ı gönderip Beşiktaş’a gelmek için sürekli haber gönderen Denizli’nin de önü açılmış oldu.
Şimdi merak edilen konu şuydu; Ertuğrul Sağlam’a sıfır tolerans gösterenler, medya içinde sıkı ve kadim dostları olan Denizli’ye ne kadar kredi açacaktı?
SAĞLAM’ın takımı altı maç sonunda yenilgisiz, dört puan kaybı ile ligde liderdi. Denizli’nin takımı beş maçta yedi puan kaybı ile liderin dört puan gerisinden yarıştan kopmamaya çalışıyor.
Bu durum karşısında Beşiktaş taraftarında endişe, medya da eleştirinin dozu artmaya başladı.
Milli maç arası olması, geride kalan haftalar da ilave edildiğinde, değişim için yeterli olan zamana sahip olunduğunu düşünebiliriz.
Denizli ile birlikte takımda ne değişti diye baktığımızda somut olarak görülen tek şey, Tello’nun görev yeri olduğunu görüyoruz.
Bunun dışında bir de daha fazla puan kaybı.
Yorumcu olarak takımın tüm artı eksilerine vakıf olduğunu düşündüğümüz Denizli, gelişi ile bir ışık yakmıştı. Meğer bu ışık mum ışığıymış.
Bunun dışında pozitif anlamda değişen bir şey göremedik. Gördüğümüz tek şey söylem ile eylemin farklı işler olduğu, söylemin eyleme dönüştürülemediği ve uygulamaya dönüştürülemediği zaman boş konuşmadan ileri gitmediğine bir kez daha şahit olduk.
Önümüzdeki günlerde spor kamuoyu yüksek sesle bu değişikliğin niçin yapıldığını daha çok tartışmaya başlayacak, yönetimi bir kez daha eleştirilerin odağına oturtacak. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Genç, düzgün, vizyon sahibi, geleceği temsil eden bir teknik adamı, sudan bahanelerle gönderip, ‘ununu asıp eleğini asmış’ birine takımı emanet edenlerin, ne kadar öngörüye ve ileri görüşlülüğe sahip olduklarının ipuçlarını da görüyoruz bu kararda.
Eğer Beşiktaş, Fenerbahçe İle oynanacak olan maçtan eli boş dönerse, ya da ligin tepesinin biraz daha uzağına düşerse, o vakit Denizli’nin de yönetimin de son kalesinin düştüğü andır.
Bu da Beşiktaş taraftarının bu sezon da bağrına taş basması demek olur ki; Bu durumu, borçları nedeniyle yönetime talip olma cesaretini gösteremeyen sözde muhalefet bile istemez.
Yarın ne olur bilinmez, bugünün gerçeği şu; SAĞLAM’A sabır göstermeyip, onun her işine burnunu sokması için yanına şaibeli bir ismi monte ederek, rahat bir çalışma ortamı sağlamayanların, önümüzdeki günlerde daha çook “ya sabır” çekeceğidir.