- Haz, 05, 2015
- Basında
AKP, müthiş bir ‘gündem mühendisliği’ yapmayı başardı yine.
İktidar, işbaşındaki sekizinci yılında, genel seçimlere bir yıl kala Türkiye’nin tartışma platformunu kendi önceliğine göre oluşturdu.
22 Temmuz 2007 seçimlerinden hemen sonra başlayan anayasa değişikliği hazırlıkları, 2010 yılı Mart ayının son günlerinde gündeme oturdu.
Artık ‘resmen seçim kampanyası dönemi’ başladı. Herhangi bir aşamasında Anayasa Mahkemesi tarafından durdurulsa bile Türkiye sandık atmosferine girmiş durumda. Gelişmelere göre yaz aylarında referanduma gideceğiz, düzenleme Yüce Mahkeme tarafından iptal edilirse de sonbaharda genel seçim için sandıklara koşacağız.
Yapılırsa, halkoylaması sonucu da mutlaka milletvekili seçiminin tarihini ve psikolojisini belirleyecek.
Zamanlama, içerik, usul ve üslup bakımından pakete ilişkin düşüncelerimi, gözlemlerimi pazartesi yazacağım. Bu arada hararetli tartışmaları dikkatle izledim, ilgili bütün tarafları yüz yüze dinledim, tüm dokümanları okudum. Artısıyla eksisiyle, arka planı ve gelecek öngörüsüyle anayasa paketine ilişkin görüşlerimi aktaracağım.
Öncesinde bugün ve yarın ‘demokrasi, seçim ve hukuk devleti gibi temel ilkeler ışığında’ somut bir-iki gelişmeye ilişkin sıcak olayları aktarmak istiyorum. Zira, demokrasinin her şeyden önce bir zihniyet ve kültür meselesi olduğunu ve toplumun her katmanında derin izler bıraktığını görüyoruz.
GAZETECİNİN SEÇİMİ…
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altında bulunan çeşitli sektörel oluşumlardan biri de Medya Meclisi…
Son iki yıldır toplantılarına, bağlı bulunduğum Türkmedya Grubu’nu temsilen düzenli katılmaya çalışıyorum. Meclisin Başkanı meslektaşımız Vahap Munyar’dı. Dün yeni bir seçim yapıldı ve başkan değişti. Tatlı seçim telaşı, bizi bol bol tebessüm ettiren, zaman zaman derinlemesine düşündüren ve her bir aşamasında Türkiye’nin genel halini yansıtan bir havada gelişti. Bana ilginç geldi, toplantı sırasında söz isteyip, ‘arkadaşlar ben burada yaşadıklarımızı yazacağım’ bilgisini de verdim.
Seçim TOBB-ETÜ kampusunda gerçekleşti, oturum başkanlığını TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer yaptı. Değişik kurumları temsilen 30 kişi katıldı. Vahap’ın (Hürriyet Ekonomi Müdürü) karşısına başkanlık için Nurullah Öztürk (Star Gazetesi ve Kanal 24 Operasyon Grup Başkanı) rakip çıktı. Önce seçim için kısa süreli usul tartışması yapıldı.
DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK
Nurullah Öztürk, daha önce Vahap’ın listesinde başkan yardımcılığı görevindeydi. Şimdi kendisi başkanlık pozisyonuna talip oldu. Çeşitli öneriler geldi, ‘seçim olmasın, ikisi altışar ay dönem başkanlığı yapsın’ denildi. Buna karşılık ‘önceki yönetimle aynen devam edelim’ teklifi dile getirildi. Üçüncü olarak da ‘aynı listede beraber çalışsınlar’ diye konuşuldu. Bir ara ‘gizli oy mu olsun, açık mı?’ diye tartışıldı, sonuçta gizli oy yöntemiyle seçime gidildi. Oylar kullanıldı, sayım gerçekleşti, sonuç: 15-15 çıktı.
‘İşte Türkiye’deki kutuplaşma’ esprileri yapıldı. İkinci bir tur daha gerçekleşti, ‘acaba bir kişi oyunu değiştirir mi?’ diye merak konusu oldu ama yine aynı sonuç alındı.
En başta konuştuğumuz öneriler
tekrar tartışıldı, sonunda başkan Koçer ’15 dakika ara verelim’ dedi, çay molasına geçildi. Bu arada adaylar kulis faaliyetlerine giriştiler.
SEÇİMİN KADERİNİ DEĞİŞTİREN OY
Yerlerimize oturduk, o sırada bir gazeteci arkadaşımız daha salona girdi, Habertürk’ten Ahmet Dirican.
Peki bu durumda ne olacaktı?
Yeniden tartışmalar başladı.
Adaylardan Nurullah Öztürk, ‘ben ilk teklifi kabul ediyorum, dönüşümlü başkanlık bana makul geliyor’ diyerek görüşünü bildirdi. Vahap sessiz kaldı, o turlara devam etmek istiyordu.
Bu arada bir arkadaşımız üçüncü turun yapılamayacağını, çünkü ilk iki turda 30 kişinin oy kullandığını ve seçim başladıktan sonra bir başka katılımcının oy vermesinin sakıncalı olduğunu iddia etti, tartışıldı. Ahmet Dirican da oy hakkı olduğunu söyleyip ısrarcı oldu. Bir kez daha oylamaya geçildi. Ben de bu arada Ahmet Dirican’a ‘sen oyunu açıktan söyle, zahmetten kurtulalım’ dedim, ‘üçüncü tur yapılamaz’ eleştirisine de gülümseyerek, ‘ABD’deki sözde soykırım oylamasında da saatlerce beklemişlerdi’ diye ekledim. Bu arada salonda ‘YSK’ya başvuralım, Anayasa Mahkemesi’ne gidelim’ esprileri kahkahalara neden oldu.
KRİTİK OYLAMANIN SONUCU
Seçim gerçekleşti, sayım yapıldı, sonuç değişti: Nurullah Öztürk 16, Vahap Munyar 15.
Ahmet Dirican seçimin kaderini tayin etmişti. Habertürk’ün katılımı sonucu, ilk iki turdaki eşitlik bozuldu. Doğan Grubu’nun adayı Vahap Munyar, Star Gazetesi’nin adayı Nurullah Öztürk’e, Ciner Grubu’nun temsilcisinin gecikerek katıldığı seçimde verdiği oyla mağlup oldu.
İşte sektörel sorunları çözme amacıyla kurulan bir Medya Meclisi’nde başkanlık seçimi böyle gerçekleşti. Demokrasi ve seçim güzel şeyler… Ama göründüğü kadar kolay değil. Baksanıza bizim sayıca küçük Medya Meclisi seçimlerinde bile demokrasi az kalsın tıkanıyordu. Meclis’in yeni başkanı Öztürk’e buradan başarılar diliyorum. Ama son dakika oyu ile kazanılan seçim iyi ki mahkemeye taşınmıyor…