‘Ülkede iyi giden tek şey Beşiktaş ‘ sözü deyim olmuştu neredeyse…
Beşiktaş taraftarı da bu iyilik ve güzelliği yerinde görmek için hınca hınç doldurmuştu Vodafone Arena’yı…
Ülkenin geri kalanı da bir mucizeyi bekler gibi ekrana kilitlenmişti…
Ve uzun yıllar unutulmayacak tarihi anlar başlamıştı.
Beşiktaş kendi futbolunu oynayan bir rakip buldu karşısında.
Belki de bu yüzden olsa gerek Atiba bile bildiğimiz gibi değildi.
İlk maçta Marcelo kart gördüğünde, rövanşta Mitroviç Tosiç ikilisinin oynayacağını düşününce, taraftarın büyük kısmı’ golü yeseydik de cezalı olmasaydı keşke’ diye hayıflanmıştı.
Marcelo’nun yokluğunda Mitroviç’in kademesinde de forvetlerin arkasında da hep taraftar vardı.
Talisca tur için lazım gelen golü Lyon ağlarına bıraktığında tüm Türkiye Lacezette’nin golüne kadar mutluluktan sarhoş, tüm ülke o ana kadar sarmaş dolaş olmuştu.
Lyon golün verdiği özgüvenle sağlı sollu kalemize akarken hakemin ilk yarıyı bitiren düdüğünü bekledik.
2. yarı bildiğimiz aşina olduğumuz Beşiktaş geri dönmüş rakip gol pozisyonlarında Fabri devleşmişti.
Talisca bir kez daha sahne almış ve bu iş burda bitmez diyerek, unutulmaz futbol şölenine bir 30 dakika daha ilave etmişti etmesine de, oynayan da bu ana tanık olan da güçten nefesten kesilmişti.
Q7 ‘nin direkten dönen topunu Babel, ardından Talisca altı pastan topu dışarı attığında birçoğumuz kalp sektesi geçirdik.
Bizim kaçırdıklarımız Lyon’a moral oldu, topuyla tüfeğiyle kalemize gelse de Fabri ilk maçtaki hatasını birkaç kez telafi ederek maçı penaltılara taşıyan isimdi.
Son düdükle birlikte artık iş şansa kalmıştı kalmasına da tüm tribünler Fabri’den bir kez daha elleriyle mucizeye dokunmasını bekledi.
Penaltılarla birlikte herkes duaya durmuş, bir bütün olmuştu…
Tosiç’in topu eline aldığını görenler bir anda buz kesmişti ki, topu kaleciye teslim etmesiyle birlikte bütün stat adeta dondu.
Sonra Tanrı bir şans daha verdi …
Lyon’lu oyuncu topu dışarı attığında şans döndü bir mucize gerçekleşmek üzere derken bu defa topun başında Mitroviç göründü…
Herkes hepimiz iyi dileklerimizle nefesimizi tutuk ve topun ağlarla kucaklaşmasını bekledik.
Ama nafile…
Mitroviç topu kalecinin kucağına teslim ettiğinde maliyeti 4.2 milyon €’dan en az 10 milyon €’ olmakla kalmıyor Beşiktaş muhtemel bir finalden oluyordu.
TEŞEKKÜRLER BEŞİKTAŞ
Ülkenin tüm parametrelerinin yerinden oynadığı, mutsuzluk ve umutsuzluğun zirve yaptığı bir dönemde tek tesellimiz olduğun için…
Her şeye rağmen Türkiye’de hala futbol oynandığını cümle aleme gösterdiğin için…
150 dakikalığına da olsa ülkesini seven herkesi tek vücut birleştirdiğin için…
Uluslararası arenada aralık sonunu göremeyen Türk futboluna baharı gösterdiğin için…
Umutlu olmak için bir ‘Güneş’imiz olduğu için…
Duygu ve düşünce dünyası paramparça olmuş bir ulusu Beşiktaş üst kimliğinde buluşturmayı başardığın sevinç ve tasada birleştirdiğin için…
Kazanırken de kaybederken de herkesin saygı gösterdiği bir takım olduğun için…
Kaybederken defolarımızı ve hataları ayan beyan ettiğin, kişisel hırs ,heva ve hesapların takıma milyonlarca taraftarın duygu ve düşünce dünyasını nasıl allak bullak ettiğini gösterdiğin için
Ve bu heyecanı bize yaşattığınız için…
Önce başta Şenol Güneş hocam olmak üzere tüm ekibine, emeği geçen herkese;
Binlerce kez sonsuza kadar teşekkürler ve tebrikler…