- Eki, 08, 2013
- Kitap ve Yayinlar, Spor
- Nurullah Öztürk
Sakın ola ki başlığa bakıp da yeni bir düzen aradığımız anlaşılmasın. Sadece haksız yere üzülen olmasın istiyoruz. Lig tarihimize göz attığımızda maalesef şampiyonlukların, hatta küme düşmelerin de genellikle dış müdahalelerle belirlenmiş olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz.
Cumartesi akşamı Süleyman Hurma’nın da isyan ettiği gibi ‘düzen değişti ama üzülenler değişmedi.’
Yine Tolunay Kafkas’ın futbol oynadığı yıllarda Trabzonspor’da şampiyonluk kovalarken yaşadıkları travmalar, teknik adamlık döneminde de gelişerek devam edince haklı bir isyana dönüştü. Bir maçlık bir sonuç değil bu.
Yine maç sonrası Rıdvan Dilmen de isyan ediyordu. “futbol bizim oynadığımız zamanlara döndü, o zamanlarda bu iş o kadar açıktan yapılırdı ki, çaresiz kalırdık” diyordu NTV’deki programında.
Bu konuda kimlerin liderlik yaptığına göz attığımızda, maalesef ki F.Bahçe ve G.Saray’ın kendi içinde yarıştığını görüyoruz. Beşiktaş’a sus payı olarak bazen jest amaçlı destekler olmadı değil. Ancak bunlar diğerleri yanında devede kulak kalır.
Şampiyonluğun averajla belirleneceği bir yıldı. Hatırlarsınız sanırım Galatasaray, Ankaragücü takımına tam sekiz gol atmıştı. O dönem Beşiktaş yönetiminde yer alan İhsan Kalkavan’ın açıklamasını bugün gibi hatırlıyorum. “Bizim şampiyon olmamız imkânsızdı. Biz dokuz atsak bile Galatasaray daha fazlasını atacaktı” demişti.
Yine SEBA zamanında yönetimde olan bir kişi ile konuştuğumda, “Süleyman ağabey müsaade etseydi, Beşiktaş’ın ligi 2. bitirdiği yıllarda, pekâlâ şampiyon olabilirdi” demişti.
Buradan şu sonuç çıkmaz; diğerlerini kolladığınız gibi, Beşiktaş’ı Trabzon’u hatta Kayseri’yi de kollamalısınız. Bazıları bunu isteyebilir.
Nitekim bazıları da sonucu kendi lehlerine çevirmek için her şeyi yapabilir. Federasyon değişimi dâhil. Değişti de ne oldu peki. İlk yarıda birçok maç hakem marifetiyle Galatasaray lehine tescil olurken Fenerbahçe yaptığı manevra ile durumu eşitlemiş oldu.
Haksızlığa uğramış takımların hepsinde ‘Federasyon korkusu’ yaşanıyor. Haklılar; hakkını arayan daha çok gaspa uğruyor. Bu nedenle Ulusoy’dan buyana süre gelen gelenek devam ediyor.
Üzülen değişti mi? Değişmedi. Düzen değişti mi? Sadece adı değişti.
NE YAPILMALI?
Anadolu takımları TRABZON dahil, aklını başına almalı. Nasıl ki ekonomik anlamda kendine yetebilmeyi öğrenmeye başladığı gibi, sportif anlamda da bu hamleyi başlatmalı. Topyekûn birlikte hareket edebilmeyi başarmalı. Çünkü futboldaki İstanbul dukalığının sona ermesi için birlikte hareket etmekten başka çareleri yok. Aksi takdirde ezilme ve hak ihlali tarihleri değişecek sadece. Dün Gençlerbirliği, Kayseri bugün Trabzon yarın Ankara, Sivas, ne fark eder kaybeden hep Anadolu takımları olacak. Dayanışma içerisine girerlerse ancak bu kumpası aşabilirler. Yoksa ömür boyu biraz da mazoşistice ağlayıp duracaklar.
Üç büyüklere gelince sadece ve sadece adalet isterlerse, futbol ve rekabet güzelleşecektir. Ayrıcalık aradıkları sürece, kavga da, isyan da, küfür de bitmeyecektir. Yine gerçek rekabet ortamı sağlanmadığı için Edirne’den dışarı adım attığımızda dayak yiyip eve döneceğiz. Ayrıcalığa alışmış damat kontenjanı ya da kulüp kontenjanından köşe kapan bazıları da tarafsız bir hakem görünce, aynı ayrıcalık ve kayırmacılığı isteyip, arayıp duracaklardır. Ama nafile…
Ya adam gibi rekabet şartlarının oluşturulması. Ya da, uluslararası arenada başarı için bir çeyrek asır daha beklemek ve fal tutmaya, çeyrek finali şampiyonluk gibi görmeye ve sevinmeye devam…
Özetle biz futbolseverler olarak ‘AYRICALIK DEĞİL ADALET’ istiyoruz. Sizler, ayrımcılık istiyorsunuz, Avrupa’da hepiniz kısa yoldan eve dönüyorsunuz.
Başarılarınızla Avrupa’da başımız dik, sözümüz dinlenir, uluslararası arenada söz sahibi olmak istiyoruz. Yaptığınız ekimler sonuç vermeye başladı, eskiden yan yana maç seyretmek, nostalji oldu. Aynı şehrin takımlarının maçları deplasman oldu. İşte en büyük başarınız da bu.
Son olarak; cumartesi günkü hakem kararlarından Kayseri ve Beşiktaş olumsuz etkilendi.
Sayın cumhurbaşkanımız da hem Kayserili hem de Beşiktaşlı. Bu ilginç tesadüfü de buraya not ettim.