Beklenti ve Gerçekler

Beşiktaş’ı sekiz yıl yönettikten sonra TFF başkanlığına terfi eden Yıldırım Demirören, yeni yönetime 2001 krizindeki Türkiye tablosunu aratmayan bir bilanço bırakarak Beşiktaş’a veda etmişti.

Yerine gelen Fikret Orman yönetiminin bugüne kadar yaptığı ve yapmadığı icraatlara baktığımızda, kulübün manevi ortakları ve paydaşları olan taraftarlarla konuştuğumuzda beklenen performansın uzağında, hayal kırıklığı otobanında hızla yol aldığını görüyor ve duyuyoruz.

Bu noktada temel beklentileri birkaç başlık altında toparlayabiliriz:
Kurumsal yönetim

Dünya standartlarında ve eski hatalardan arınmış bir yönetim anlayışı. Geçmiş günahlara ortak olmuş yöneticiler ve anlayışın terk edilmesi.

Finansal tablonun netleştirilmesi ve sıkı maliye politikası çerçevesinde denk bütçe altyapısının hazırlanması.
Denetim raporu ve sonuçları

Beşiktaş taraftarı şampiyonluk bekler gibi, denetim raporunun kamuoyu ile paylaşılmasını ve herhangi bir usulsüzlük var ise bunun hesabının da sorulmasını beklemekte…

Ernst &Young raporu tamamlayıp ilgili yönetim kurulu üyesine teslim edeli epeyce zaman geçti!
Yeni stadın yapılması

Yapımı yılan hikâyesine dönen ve seçim malzemesi olmaktan öteye geçmeyen sanal projeler yerine, başlangıç ve bitiş tarihi belli, gerçek bir stat projesinin kamuoyu ile paylaşılması.

Bugüne kadar stadın önünde engel olarak gösterilen hükümetin kültür ve spor bakanları, stat yapımı ile ilgili idari hiçbir sıkıntı olmadığı, devletin Beşiktaş’a destek olarak stadın arkasındaki kamu arazisini de tahsis ettiğini açıkladı. Fakat yönetimden ciddi bir adım da açıklama da gelmedi.
Querasma sorununun çözümlenmesi

Beşiktaş Q7 dışında geçen yılki kadrosu ile yoluna devam ediyor.

Maalesef ki, Fernandes olmadığında oyuna ve skora şekil verecek ikinci bir oyuncu da yok. Kısaca Beşiktaş’ın Q7’ye, Q7’nin Beşiktaş’a ihtiyacı var.

Başkan ve adamlarının her fırsatta tekrar ettiği çözüm ve açıklamalar ekonomi biliminin temelleri ile uyuşmadığı gibi çözüm de değil.

Yüksek bedel ödediğiniz bir şeyin ücretsiz olarak elden çıkartılmasının, parasını ödediğiniz hâlde kullanılmamasının mantıki bir izahı şu âna kadar yapılmadı.
Sonuç beklentisi

Yukarıda belirttiğimiz ana hususlar dışında çözüm bekleyen birçok konu var.

Altı aylık performansı değerlendirdiğimizde bundan sonra neler olabileceğini anlayacak kadar veriye ulaştığımızı söyleyebiliriz.

İlk altı ayda “küçülmek iflas ve Q7” eşliğinde yukarıdaki temel konulara hiç temas etmeden ve geleceğe dönük pek de umut vermeyen, birbirine benzer tekrarlardan oluşan birçok medya röportajı izledik.

Sorulmayan ve cevaplanmayan sorulara ben de küçük ilaveler yapmak istiyorum.

Esas temel konular hakkında tam net ve tatminkâr bir açıklamayı ne zaman alabiliriz?

Kurumsallaşmadan ne haber var?

Gelecek ve başarı projeksiyonunuz var mı, var ise nedir?

Küçülerek büyümeyi ve başarıyı nasıl temin edeceksiniz? Başarı sözkonusu olmadığında gelir artışını sürekli hâle getirmek mümkün olur mu?

Kamuoyunu tatmin edecek ve herkesi kucaklayacak bir gelecek tasavvurunuz var mı?